🦖 Yıkanmadan Tüketilen Sebze Ve Meyveler Hangi Hastalıklara Yol Açar
tNC8. Taze ürünlerin nereden geldiğini hiç düşündünüz mü? Genellikle sebze ve meyvelerin poşetten çıkarıldığı andan itibaren pişirmeye ya da yenmeye hazır olduğunu düşünürüz. Özellikle market tezgahlarından alınan ürünler temiz göründüğünden çok fazla yıkama ihtiyacı hissetmeyebiliriz. Ancak sanılanın aksine meyve ve sebzeler genelde tarım ilaçlarına, koruyuculara, toprakta ise böcek yumurtalarına maruz kalabilir. Ayrıca toplandıktan kısa bir süre sonra pazar ve diğer perakende satış noktalarına gönderilir. Dolayısıyla ürünlerin sofralarımıza gelmeden önce uzun bir yolculuktan geçtiğini söyleyebiliriz. Bu nedenle tüketilmeden önce dezenfekte edilmeleri çok önemlidir. Food Standards Agency FSA bilim kurulunun yaptığı açıklamaya göre; toprak bazen zararlı bakteriler taşıyabilir ve gıda üreticileri sebzeleri temizlemek için iyi bir dezenfekte sistemine sahip olsa da ürünleri bakterilerden arındıramayabilir. Bu riskler, 2011 yılında Birleşik Krallık'taki Escherichia coli E. coli salgınında vurgulanmıştır. Pırasa ve patates içerisine sıkışmış toprağın, 250 E. coli enfeksiyon vakasının kaynağı olduğu ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla sebze ve meyvelerin tüketilmeden önce çok iyi dezenfekte edilmesi gerekir. Gelin sebze ve meyve temizliği hakkında en sık sorulan sorulara bakalım... Sebze ve meyveler nasıl yıkanmalı? Yıkama, de dahil olmak üzere bakterilerin, meyve ve sebzelerin yüzeyinden uzaklaştırılmasına yardımcı olacaktır. Bakterilerin çoğu, ürüne bağlı topraktadır. Bu nedenle, herhangi bir toprağı temizlemek için ürünü yıkamanız özellikle önemlidir. Sebzeleri akan muslukta yıkayın ve suya bir bardak tatlı su karıştırın. Önce en az kirli olandan başlayın ve her birine mutlaka son bir durulama yapın. 3 BARDAK SUYA 1 BARDAK SİRKE Sirke ile yıkamak gerçekten meyve ve sebzeleri temizlemeye yardımcı olur mu? Evet, ancak konsantrasyonun yeterince yüksek olması gerekir. Araştırmalar, üç bardak suya eklenen bir bardak sirkenin sebze ve meyve temizlemede etkili olabildiğini göstermiştir. Ürünü temizlemek için su kullanmak yeterli olur mu? Araştırmalar sadece su kullanarak bakterilerin yüzde 98'ini kaldırılabildiğini gösteriyor. Dolayısıyla su iyi bir dezenfektan olsa dahi bakterileri tamamen ortadan kaldırmıyor. Çiğ sebzeleri güvenli bir şekilde saklamak ve pişirmek için neler yapılmalı? Sebzeler dahil, çiğ yiyeceklerle uğraşmadan önce ve sonrasında daima ellerinizi iyice yıkayın. Çiğ yiyecekleri, hazır gıdalardan ayrı tutmaya özen gösterin. Çiğ ve hazır gıdalar için farklı doğrama tahtaları, bıçaklar ve aletler kullanın veya bunları kullanımlar arasında iyice yıkayın. Etiketi kontrol edin; sebzelerin çevresindeki ambalajlar 'yemek için hazır' diyorsa, yemekten önce yıkayın, soyun ve pişirmeye hazır hale getirmek için talimatları uygulayın. Sebze ve meyveleri mevsiminde taze tüketmeye çalışın. Paketlenmiş gıdalar hem steril olmayabilir, hem de vitamin açısından zenginliğini kaybedebilir. EN GÜÇLÜ SİLAH SİRKE Sebzeleri bakterilerden nasıl koruyabilirim? Bakteriler çeşitli şekillerde meyve ve sebze içlerine sızabilir, sulama, organik gübreler ve tarla sularında bulunabilir. Sebzeleri bakterilerden korumanın en güçlü silahı yukarıda belirttiğimiz gibi sirke ile yıkamaktır. Enfeksiyona karşı savunmasız olan insanlar çiğ sebze tüketebilirler mi? Yumuşak çiğ tüketime elverişli sebzelerin düzenli olarak veya diğer zararlı bakterileri barındırdığına dair bir işaret yoktur. Ancak yine de hamile kadınlar, yaşlılar, bağışıklık sistemi zayıflamış veya enfeksiyona karşı savunmasız olan insanlar hijyen kurallarını dikkatle izlemelidir. Bu gıdaları tüketmeden önce iyice temizlendiğinden emin olunmalıdır. Çocuklar ise iyi sterilize edilmiş yumuşak sebzeler tüketmeden önce ve sonra ellerini yıkamaya teşvik edilmelidir. ALIŞVERİŞ SONRASI ELİNİZİ YIKAYIN Alışveriş yaparken yumuşak sebzelere karşı dikkatli olmalı mıyız? Yumuşak sebzeler birbirine sürtünme ya da tezgaha yerleştirilme sonrasında bakteri ve enfeksiyona uygun ortam haline gelebilir. Meyve ve sebze seçerken bütünlüğü bozulmamış ve kabuğu üzerinde duran ürünler tercih edilmelidir. İyi hijyen uygulamaları gözlemlendiği sürece, yumuşak sebzelerden kaynaklanan enfeksiyon riski ortadan kalkabilir. Alışveriş sonrasında el temizliğine dikkat edilmelidir. Yumuşak sebzeler seçerken, çok kirli sebzelerin evde hazırlanmasının daha uzun sürebileceğini unutmayın. Yeşil yapraklı sebzeleri sirkeli suda bekletmeden yememeye dikkat edin. Özellikle semizotu, ıspanak, marul, göbek, tere ve roka gibi sebzeleri yıkamadan önce mutlaka kökünden ayırın. Eğer yaprakları arasında çürümüş olanları varsa onları da kökle birlikte atın. Çilek, dut ve böğürtlen temizliği zordur. Bu meyveleri sirkeli suda bekletmeyin. Yapacağınız şey tek tek yıkamadan önce bir-iki dakika kadar bol su içinde bekletmektir. Domates, patlıcan ve biber gibi sebzeleri ise sebze fırçası ile ovalayabilirsiniz. Bu işlemden sonra beş dakika kadar sirkeli suda bekletmeniz, sebzelerin arınmasına yardımcı olacaktır. Patates, kereviz, turp vs. gibi sebzeler toprak altında yetiştiğinden eve getirdiğinizde üzerinde toprak kalıntıları görebilirsiniz. Bu sebzeleri temizlerken fırça veya sebze temizleme eldiveni kullanabilirsiniz. Genişçe bir kabın içerisine topraklı sebzeleri koyun ve akan su altında fırçalayın. Soğan, taze soğan, pırasa temizliği için önce dış yaprağın bir katını soyup atın. Ardından bol su ile yıkayarak temizleyebilirsiniz. ÇOK PARLAYAN ELMAYI ALMAYIN! Elma, erik, armut, nektarin ve şeftali gibi meyveleri yıkarken sirke miktarını az tutmaya özen gösterin. Ne kadar çok sirke kullanılırsa o kadar fazla koku oluşacağından bir litre suya yarım çay bardağından biraz az miktarda sirke katabilirsiniz. Fazla parlayan ve canlı duran elmalar mumlanmış olabileceğinden bu elmaları tercih etmeyin. Organik sebze ve meyve tüketimi sağlık açısından şüphesiz ki en faydalı olandır. Bazı sebze ve meyveleri evinizde ya da balkonunuzda kolayca yetiştirebilirsiniz. Burada en önemli etken, uygun iklimde doğru ürünün dikilmesidir. Her meyve ve sebzenin yetişme koşulları farklı olduğundan, sıcaklık değerlerinin dikkate alınması gerekir. Organik ürünleri tercih ettiğinizde; böcek ilaçları, kimyasal gübreler, hormonlar, kimyasal yüklü besinler olmadan yetiştirilen en temiz gıdaları elde edersiniz. Organik ve sağlıklı yaşamın bir diğer koşulu ise şeker ve yapay tatlandırıcılardan vazgeçmenizdir. Yiyecek ya da içeceklerinizi tatlandırmak isterseniz, çiğ bal veya saf akçaağaç şurubu gibi işlenmemiş türleri tercih edin. ÇAPRAZ BULAŞMAYI NASIL ENGELLEYEBİLİRİM? Çapraz kontaminasyonu yani bulaşma, farklı gruplardaki yiyeceklerin birbirine bulaşması ve birbirini çürütmesi olarak tanımlanabilir. Çapraz bulaşmayı önlemek için Çiğ yiyeceklerle uğraştıktan sonra daima ellerinizi yıkayın. Çiğ ve hazır yiyecekleri ayrı olarak saklayın. Çiğ eti, buzdolabınızın altında, mühürlenebilir kaplarda saklayın, böylece diğer gıdalara bulaşamaz. Çiğ yiyecekler ve hazır yiyecekler için farklı bir doğrama tahtası kullanın veya farklı yiyecek çeşitleri hazırlarken arada iyice yıkayın. Çiğ yiyeceklerle kullandıktan sonra bıçakları ve diğer malzemeleri iyice temizleyin. Çiğ et veya kümes hayvanlarını yıkamayın çünkü zararlı bakteriler kapsamlı pişirme ile öldürülürler ve yıkama, mutfağın çevresindeki zararlı bakterileri sıçratabilir. SİRKE, MEYVE VE SEBZELERİN RAF ÖMRÜNÜ UZATIR MI? Hayır. Tüm meyve ve sebzelerin öngörülebilir bir raf ömrü vardır ve bu raf ömrünü optimize etmek için, üretilen ürünleri topladıktan sonra olabildiğince çabuk soğutmak önemlidir. Temizleme sırasında kullanılan sirke, hasat sonrası doğru şekilde muhafaza edilmeyen bir meyve veya sebzenin raf ömrünü uzatmaz.
Okul çağı büyüme ve gelişmenin hızlı olduğu, çocukların ev dışına arkadaşlarıyla yemek yemeye başladıkları, yaşam boyu sürebilecek beslenme alışkanlıklarının büyük ölçüde oluştuğu bir dönemdir. Çocukluk çağında kazanılan sağlıklı beslenme alışkanlıkları hayatın sonraki dönemlerini etkileyerek ileride ortaya çıkabilecek beslenme sorunlarını önlemede temel çözüm yolunu oluşturmaktadır. Çünkü sağlıklı beslenme çocuğun bedensel, sosyal, duygusal gelişmesi ve davranışları üzerinde önemli bir rol oynamaktadır. Emsey Hospital’dan Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Aysu Bekçi konuyla ilgili bilgilendiriyor. Okul çocuklarının dengesiz, yetersiz veya aşırı beslenmesi sonucunda; büyüme ve gelişme geri kalır, bu gerilik büyüme dönemi bitinceye kadar telafi edilmezse erişkinliğe yansır ve bu çocuklar boyca kısa, zayıf ve güçsüz birer yetişkin olurlar. Buna ek olarak enfeksiyon hastalıkları sık ve ağır seyreder, özellikle kız çocuklarında menstrüasyonun da etkisiyle demir yetersizliği anemisine sık rastlanır, ergenlik döneminde kalsiyumun yetersiz tüketimi ileriki yaşlarda osteoporoz riski oluşturmaktadır. Aşırı ve dengesiz beslenme sonucunda şişmanlık ileriki yaşlara yansır ve yüksek tansiyon, kan yağlarında artış, kalp damar hastalıkları, şeker hastalığı gibi kronik hastalıklara zemin hazırlar. Dengesiz Ve Yetersiz Beslenme Dikkat Kaybına Yol Açıyor! Yapılan çalışmalarda, yetersiz ve dengesiz beslenen öğrencilerinin dikkat sürelerinin kısaldığı, algılamalarının azaldığı, öğrenmede güçlük ve davranış bozuklukları çektikleri, okul devamsızlık sürelerinin uzadığı ve okul başarılarının düşük olduğu ortaya konmuştur. Aileler çocuklarının yalnızca okul başarılarıyla değil onların büyüme ve gelişmelerini izleme ve sağlıklı beslenme davranışları geliştirmeleriyle de yakından ilgilenmeli ve kendi beslenme alışkanlıklarıyla da örnek olmalıdırlar. Okul çağında çocuk okulda verilen bir beslenme hizmeti yoksa genellikle öğle yemeklerini ev dışında yemek zorundadır. Okulda yemek yeme davranışı arkadaşlarından etkilenebilmektedir. Okulda yemek çıkmıyorsa, kantinde karın doyurmak zorunda kalan veya bunu tercih eden çocuklarda yanlış beslenme alışkanlıkları gelişmektedir. Yapılan birçok çalışmada, son zamanlarda çocuk ve adolesanlar başta olmak üzere her yaş grubunda abur cubur besinlerin tüketiminin arttığı belirtilmiştir. Çocukların enerji alımlarının bir kısmı abur cubur besinlerden gelirken, bu tür besinler daha çok öğle vaktinde tüketilmektedir. Gazlı içecek, meşrubat gibi içecekler, patates kızartması, cips, şekerleme ve dondurma çocuklar tarafından en çok tüketilen abur cubur besinlerdir. Bu besinlerin tüketimini azaltmak için iyi planlanmış bir beslenme eğitimi programı ile birlikte uygulamada da okul içerisinde satışa sunulan gıda maddelerinin beslenme ihtiyaçlarını karşılayıcı ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazanılmasına temel teşkil edici nitelikte olması gerekmektedir. Okulda beslenme hizmeti verilmiyorsa çocuğa mutlaka beslenme çantası hazırlanmalıdır. Sağlıklı Beslenme Çantası Okula götürülen beslenme çantasının dört besin grubunda bulunan besinlerden seçilerek hazırlanması yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması için önemlidir. Beslenme çantasında kolay taşınabilecek kuru gıdalar, yanında içecek en uygun seçimdir. Yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlayan bir sandviçte haşlanmış yumurta, peynir, ızgara köfte, haşlanmış et-tavuk grubu besinlerinden seçilen herhangi bir besin yanında mevsime uygun, iyi yıkanmış, taze sebze ve meyveler bulunmalıdır. Bunların yanında beslenme çantasında fındık veya ceviz bulunması da çocuğun beslenmesini enerji, protein ve mineraller açısından destekler. İçecek olarak ise okul kantininden alınacak olan ayran veya sütün tercih edilmesi sağlıklı bir seçim olacaktır. Sağlıklı Beslenme Eğitiminde Ailenin Rolü Beslenme sonradan kazanılan bir davranış biçimidir ve anne karnında başlayan bir süreç olup ilk alışkanlıklar ailenin beslenme modeline göre şekillenmektedir. Aile Olarak Sağlıklı Beslenin Çocuğu ayırmak yerine siz de yanlış beslenme alışkanlıklarınızdan arınıp birlikte sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanın. Beslenme eğitimi ne kadar erken başlarsa çocuğun gelişimi, zeka düzeyi ve bağışıklık sistemi de o denli güçlenir. Aile olarak; Öğünlerinizi beraber yapın ve çocuğunuza sağlıklı beslenme konusunda örnek olun. Kahvaltının önemini çocuğun kavramasını sağlayarak kahvaltı yapma alışkanlığı kazandırın. Mutfağınızı meyve, sebze, tam tahıllı besinler ve diğer sağlıklı seçimlerle doldurun. Abur cuburları evinizden uzak tutun. Dışarda hazır yemek yerine yemeklerinizi evde hazırlayıp, tüketin ve porsiyon ölçülerine dikkat edin. Çocuğunuzun boy-kilo gelişimini takip edin. Çocuğunuzu günlük fiziksel aktiviteye teşvik edin. Bu onun sosyalleşmesini, çevresiyle iletişim kabiliyetinin iyileşmesini de sağlayacaktır. Televizyon, bilgisayar şeylere ayrılan süreyi sınırlandırın. Çocuğunuzun hareketsiz kalmasına engel olun. Sağlıklı Beslenme Eğitiminde Öğretmenin Rolü Çocukların anne babadan sonra en çok örnek aldıkları kişiler öğretmenleridir. Öğrencilere temel beslenme bilgilerinin verilmesi, öğrenilen bilgilerin davranışa dönüştürülmesi, yanlış beslenme alışkanlıklarına zamanında müdahale edilmesi ve beslenme davranışları ile örnek olma konusunda öğretmenlere de önemli sorumluluklar düşmektedir. Öğretmenler; Öğrenciler ile birlikte yeterli ve dengeli beslenme konusunda çeşitli etkinlikler bilgi yarışması, sınıf gazetesi, beslenme köşesi vb. düzenlemeli ve bu konunun öğrenciler arasında tartışılmasına zemin hazırlamalıdırlar. Öğrencilerin kahvaltı yapıp, yapmadıklarını sorgulamalı ve dışarıda açıkta satılan yiyecekleri tüketmemeleri konusunda sık sık uyarıda bulunmalıdırlar. Çocukların beslenme çantası içeriklerini sıklıkla kontrol etmelidirler. Beslenme saatlerinde; patates kızartması, çikolata, gibi yiyecekler yerine, peynir, yumurta, taze sebze ve meyve gibi besinler, gazlı ve diğer hazır içecekler yerine süt, ayran, taze sıkılmış meyve suyunun tercih edilmesi konusunda çocukları uyarmalı ve bu konuda veliler ile işbirliği yapmalıdırlar. Öğrencilerin boy ve ağırlık artışlarını takip etmeli ve değerlendirmelidirler. Yeterli ve dengeli beslenme konusunda örnek davranış göstermeli, örnek davranışlarda bulunan öğrencilerini ödüllendirmelidirler. Dengeli beslenmek için genel öneriler Çocuklara kahvaltı alışkanlığı mutlaka kazandırılmalı. Her öğünde 4 temel besin grubunda süt ve süt ürünleri, et ve et ürünleri, meyve ve sebzeler, tahıl grubu yer alan yiyecekler tüketilmeli. Günde en az 2 su bardağı süt içme alışkanlığı edinilmeli. Günde en az 5 porsiyon sebze-meyve tüketilmeli. Çay, gazlı içecekler yerine taze sıkılmış meyve suları, süt veya ayran tercih edilmeli. Çocuklar okul çevresinde açıkta satılan, besleyici değeri düşük ve sağlıksız besinleri tüketmemeleri konusunda bilinçlendirilmeli. Yemek konusunda çocuklarla inatlaşmamalı, acıktığında yeterli ve dengeli beslenmesi sağlanmalı. Okullarında yemek çıkmayan çocukların evden beslenme çantası götürmesine özen gösterilmeli ve beslenme çantalarının her gün iyice temizlenmesi gereklidir. Çocukların boy uzunlukları ile ağırlıklarına dikkat edilmeli ve takip edilmeli. Günde 8-10 bardak sıvı tüketilmeli. Temiz ve mikropsuz besinler tüketilmeli, çiğ sebze ve meyveler bol su ile yıkanmadan yenilmemeli, açıkta satılan besinler tüketilmemeli. Çocuklara yemeklerden önce ve sonra mutlaka el yıkama alışkanlığı kazandırılmalıdır. Düzenli olarak egzersiz alışkanlığı kazandırılmalı.
Geçmiş yıllarda tamamen doğal ortamlara yetiştirilen meyve sebzeler için artık ne yazık ki çeşitli kimyasallar kullanılmaktadır. Bu kimyasalların yetiştirilen ürünlerin üzerine yapışıp kalması ve iyice temizlenmeden tüketilmesi halinde doğal olarak insan bünyesinin kaldıramayacağı bir durum ortaya çıkar. Sonuç olarak kişilerin hastalıklara yakalanma olasılığı da fazlalaşmıştır. Görülen hastalıkların başında tüm vücudu etkileyecek solunum yolu enfeksiyonları, böbrek hastalıkları ve bağışıklık sisteminin çökmesine neden olan birçok hastalık gelir. Önlem Amaçlı Ne Yapılabilir? Meyve ve sebzelerden gelebilecek bakteri ya da kimyasalları vücudunuza sokmamak için evlerinizde bazı önemler alabilirsiniz. Son zamanlarda hijyen sağlama konusunda adını sık sık duyuran sirkeden faydalanılabilir. Sebzeleri ve meyveleri sirkeli su içinde iyice yıkadıktan sonra tekrar su ile durulayarak tüketmek bir bakımdan daha sağlıklı olacaktır. Sadece su ya da sıcak suyla yıkamak ağır kimyasalları gidermeyeceğinden farklı bir önlem almak daha doğrudur. Bunun dışında kesinlikle hiçbir sebze ve meyvenin yıkanmanda tüketilmemesi gerekir. Hangi Hastalıklardan Korunmalıdır? En başta bağışıklık sisteminin zarar görmesine neden olan hastalıklara karşı vücudun korunması gereklidir. Çünkü bağışıklık sisteminin zarar görmesi beraberinde birçok hastalığı peşinden sürükleyebilir. Bu durumun en ileri safhasında ölümlere bile yol açabilen kanser türlerine varılabilir. Başa dön tuşu
Türkiye tuzlu suda bekletilen çileklerin içinden çıkan böcek ve kurtları tartışırken, meyve ve sebzelerin korona günlerinde doğru temizlenmesi çok önemli… Beykoz Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Y. Birol Saygı, “Meyve ve sebzeler mikroorganizmaların yanı sıra tarımsal ilaçlar gibi kimyasal maddeler de içerebilir. Yiyeceğiniz taze meyve ve sebzeleri, akan suda yeteri kadar zaman harcayıp yıkamalısınız. Yıkamak yüzeydeki tarımsal ilaç kalıntılarının uzaklaştırılmasında da önemli bir uygulamadır” diyor. Sosyal ve geleneksel medya günlerdir, tuzlu suda bekletilen çileklerin içinden çıkan kurtçuk ve böcek görüntülerini tartışıyor. Kimi uzmanlar bunun “çilek piyasası” üzerine oynanan bir manipülasyon olduğunu iddia ederken, kimileri ise organik yetişen meyve ve sebzelerde kurt olmasının doğal olduğunu söylüyor. Oysa tarım ilaçları kullanılan ürünlerde canlı organizmanın yaşamadığı biliniyor. Çilekle ilgili yaşanan tartışmalar, meyve ve sebzelerin nasıl temizlenmesi gerektiği konusunu tekrar gündeme getirdi. Özellikle de koronavirüsle mücadelenin devam ettiği bugünlerde taze meyve ve sebzeleri doğru yıkamak daha da önem kazanıyor. Beykoz Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Y. Birol Saygı, “Meyve ve sebzeleri doğru yıkamak çok önemli ancak koronavirüs pandemisi göz önüne alındığında her zamankinden daha da önemli… Meyve ve sebzeleri elle seçmek bu dönemde yasaklandı. Ambalaj içinde satılıyorlar ama meyve ve sebzeleri de ambalaja insanlar koyuyor. Uzmanlar, Covid-19'un yüzeylerde çok uzun süre yaşayamayacağını ifade etseler de düzgün bir şekilde yıkanmamış bir elmayı yemeye kimse hevesli değil” İLAÇLARI UZAKLAŞTIRINPandemi olsun ya da olmasın meyve ve sebzeleri yemeden önce mutlaka yıkamak gerekiyor. Ancak şunu bilmek gerekiyor ki; “yıkamak”, “ıslatmak” demek değil. “Yiyeceğiniz taze meyve ve sebzeleri, akan suda yeteri kadar zaman harcayıp yıkamalısınız. Sonuçta, market sepetinizdeki marulun size gelene kadar neye dokunduğunu bilmiyorsunuz.” diyen Profesör Saygı, yıkanmamış ürün tüketmenin gıda kaynaklı hastalıklara yakalanma riskini artırdığını söylüyor. Saygı, şu değerlendirmeyi yapıyor “Ürünün size ulaşana kadarki yolculuğunda, topraktan, hayvanlardan, havadan veya insanlardan kaynaklanan kirlenmeye maruz kalabileceği bir gerçek. Ayrıca, meyve ve sebzeler mikroorganizmaların yanı sıra tarımsal ilaçlar gibi kimyasal maddeler de içerebilir. Yıkamak yüzeydeki tarımsal ilaç kalıntılarının uzaklaştırılmasında önemli bir uygulamadır.”4-5 DAKİKA OVALAYINPeki meyve ve sebzeler nasıl doğru yıkanır? Saygı, bu soruya “İster inanın ister inanmayın; ürününüzü doğru şekilde yıkamak, ellerinizi yıkamaktan farklı değil” diyerek yanıt vermeye başlıyor. Meyve ve sebzeleri akan suda en az 4-5 dakika ovalayarak yıkamak gerektiğini belirten Saygı, sözlerini şöyle sürdürüyor “Meyve ve sebzeleri akan suda 4-5 dakika ovalayarak yıkadıktan sonra ürünün suya batmasına izin verin. Marul, ıspanak veya lahana gibi yapraklı yeşil sebzeleri temizlerken, üzerindeki kirleri gevşetmek için su banyosuna batırılması ve daha sonra akan sudan geçirilmesi gerekiyor. Yıkama süresini kısa tutarsanız bu yıkamak değil, ıslatmaktır. Unutmayın biz yıkama yapıyoruz, ıslatmıyoruz. Bu sırada ürününüzün çürük veya hasarlı kısımlarını uzaklaştırın. Kâğıt havlu üzerinde veya bir süzgeçte bekleterek suyun uzaklaşmasını sağlayın. Bakterilerden kaynaklanan gıda kaynaklı hastalıkları önlemek için meyve ve sebzeleri nemli saklamamak gerekir, bu daha fazla bakterinin üreyebileceği bir ortam yaratır.”SİRKELİ SUDA YIKAYINMeyve ve sebzeleri yıkarken, sirke kullanmak oldukça faydalı… Prof. Dr. Saygı'ya göre, elma, armut, üzüm, domates gibi yüzeylerinde pürüz olmayan meyveleri 1/3 oranındaki sirke ve su karışımı ile sprey etmek temizlemeyi kolaylaştırır. Meyve veya sebzeleri sprey ederek tamamen yüzeylerini kapladıktan sonra 60 saniye dinlendirmek gerekiyor. Pürüzsüz tenli meyve ve sebzeleri, aşındırıcı bir yıkayıcı veya fırça yerine elle hafifçe ovarak temizlemeyi öneren Saygı, meyve ve sebzelerin cildini kırmanın zararlı olduğunu söylüyor. Saygı, yeşilliklerin sirke ile nasıl yıkanması gerektiği konusunda ise şu bilgileri veriyor “Brokoli, karnabahar, yapraklı yeşillik, kavun, patates, çilek gibi ürünlerin temizlenmesi biraz daha zordur. Bunları da yine 1/3 oranında sirke ve su karışımı olan bir kapta ıslatmalısınız. Lahana, marul veya diğer yeşilliklerin, iyi temizlenmesi için yaprakları ayrılmalı. Sirkeli sudaki sebzeleri ovaladıktan sonra akan su altında durulayın.”LİMON SUYU DA EKLEYİNSirke, yeşilliklerin tadını etkileyebilir. Sirkenin ürününüze verdiği tadı sevmiyorsanız, sirke yerine limon suyuyla sebzeleri yıkayabilirsiniz. İki bardak suyu yarım bardak limon suyu ile karıştırarak yıkayıp, durulayabilirsiniz. Prof. Dr. Birol Saygı, “Sirke, yıkama suyunun asitliğini düşürerek meyve ve sebzelerdeki mikrobiyolojik yükün azaltılmasına yardımcı olur. Limon suyu ile sirkeyi karıştırmak asitliği artırdığından daha etkili hale gelir. Bu, E. coli dahil olmak üzere bakterilerin öldürülmesine yardımcı olabilir. Bunların hiçbiri zararlı değildir. Ancak, meyve ve sebzeleri yıkamak için sabun, deterjan veya herhangi bir kimyasal kesinlikle kullanmayınız. Toksik olan klorlu ağartıcılar kesinlikle tehlikelidir” diye konuşuyor. Saygı, yıkama işleminde dikkat edilmesi gerekenleri şöyle anlatıyor “Taze meyve ve sebzeleri temizlerken güvende kalmak için, ellerinizi yıkama öncesi ve sonrası daima iyice yıkayınız. Ayrıca, bıçaklar ve kesme tahtaları da dahil olmak üzere dokundukları tüm yüzeyleri iyice yıkayınız. Meyve ve sebzeleri yıkamadan önce asla kesmeyin veya soymayın, çünkü bu meyve ve sebze etini kirletebilir. Ayrıca kesme ile ürünlerin yüzey dokuları parçalandığı için yüzey hücrelerindeki beslenme içerikleri yıkama suyu ile kaybedilir.”PESTİSİTLERLE MÜCADELEMeyve ve sebzelerin temizliğinde tarımsal ilaçların pestisit kalıntılarını uzaklaştırmak önemli… Genellikle meyve ve sebzelerin yüzey, kabuk ve etinde konumlanan pestisitlerle nasıl mücadele edileceğini Prof. Dr. Birol Saygı, şöyle anlatıyor “Meyve ve sebzelerin yüzey ve kabuklarındaki tarım ilacı kalıntılarına mutfakta müdahale edebiliriz ama etinde olanlara müdahale etmemiz mümkün değil. Bu nedenle kışın kışlık, yazın ise yazlık meyve ve sebzeleri tüketmeye gayret edilmeli. Ayrıca zararlı pestisitlerden kaçınmanın en iyi yolu, elbette, kendi ürünlerinizi büyütmek veya sadece kaynağını bildiğiniz organik ürünler satın almak.”Meyve sebzelerdeki pestisit kalıntılarının uzaklaştırmanın yollarıTuzlu suda bekletin Araştırmalar, 20 dakika boyunca yüzde 10 tuzlu su çözeltisinde meyve ve sebzelerin bekletmenin, en yaygın dört böcek ilacı kalıntılarının çoğunu bertaraf ettiğini içinde bekletin Sirke, meyve ve sebzelerdeki kalıntıları gidermenin başka bir yolu… Çalışmalar, yaklaşık 20 dakika, 1 kısım sirke için 3 kısım su çözeltisini önerirken, diğerleri de pestisitleri iyice uzaklaştırmak için tam kuvvetli sirke gerektiğini tozu kullanın 30 gram kabartma tozu 3 litre suya karıştırarak meyve ve sebzelerinizi en az 15 dakika bekletin ve sonra suyla soğuk su ile yıkayın Yapılan bir çalışmada, soğuk su altında durulama işleminin test edilen 12 pestisitten 9’unun kalıntılarını azaltabildiği soyun Pestisit kalıntılarını kabuklardan uzaklaştırmanın en etkili yolu ise; yukarıda belirtilen yıkama işlemlerini yaptıktan sonra meyve ve sebzelerin kabuğunu soyarak yemek…
- 1214 Son Güncellenme - 1603 Güncelleme - 1603 Salmonella ve gibi patojen maddeler çiğ sebze ve meyvelerde bol miktarda bilim adamları sebze ve meyvelerin defalarca yıkanmasına rağmen bakteri tehlikesinin devam ettiğine dikkat başındaki isimlerden Amanda Deering, ekibine fasulye bitkisinde E. Coli ve yer fıstığında Salmonella bakterisi izlerini aramalarını bakteriler besin değerlerinin taşındığı bölümler dahil bitkilerin tüm temel dokularında bulunabiliyor. Yani, patojenler meyve ve sebzelerin sadece yüzeyinde araştırmaları ancak yüksek sıcaklıklarda bu bakterilerin öldüğünü gösterdi. Yani meyve ve sebzeleri sıcak su ile yıkamak ya da içinde bekletmek riski yok ve doğal besinlerin yaşamınıza kattıklarına inanamayacaksınız!!! Birbirinden şifalı zengin aktar urunleri ile sağlık bulun! Tıklayınız...
yıkanmadan tüketilen sebze ve meyveler hangi hastalıklara yol açar