🐚 The Breakfast Club Tarzı Filmler
hWGNNFo. Haberler > Heyecanlı Günlere Kısa Bir Yolculuğa Çıkartan ve Gençlik Başımda Duman Dedirten 35 Gençlik Filmi - 0815 İçerisinde aşkı, yaramazlıkları ve hüznü bulacağınız 35 gençlik filmini sizler için derledik. İyi Filmler rastgele sıralanmıştır. Açıklamalar alınmıştır. 1. Aynı Yıldızın Altında The Fault in Our Stars - 2014 The Fault in Our Stars 2014 - IMDb 7,716 yaşındaki Hazel üç yıldır tiroid kanseriyle boğuşmaktadır ve kanser akciğerlerine de sıçradığı için yanında bir oksijen tüpüyle gezmektedir. Kanserli hastalar için oluşturulan destek grubunun bir terapi seansı esnasında Augustus isimli bir gençle tanışır. Augustus da beyin tümörüyle savaşmış ve bu yolda bir bacağını kaybetmiştir. İkili birlikte zaman geçirdikçe birbirlerine aşık olurlar. Akciğer tedavisi için hastaneye yatırılan Hazel'ın yanından bir an dahi ayrılmayan Augustus, sevgilisinin çok istediği bir hayali gerçekleştirmek için onunla birlikte yola çıkar. Planlarına göre Amsterdam'a gidecek ve Hazel'ın en sevdiği yazar olan Peter Van Houten'i bulmaya çalışacaklardır... 2. Saksı Olmanın Faydaları The Perks of Being a Wallflower - 2012 The Perks of Being a Wallflower 2012 - IMDb 8,0Charlie, arkadaşları tarafından daima küçümsenen ve görmezden gelinen, kendi dünyasındaki kişisel sorunlarıyla boğuşmakta olan sorunlu bir gençtir. Gerek sınıf gerekse okul arkadaşlarının acımasızca alay ettiği Charlie, en yakın arkadaşının intihara teşebbüs etmesiyle iyice dibe batar. Aynı sene liseye başlar. Bu yeni okulda tanıştığı iki kardeş, Sam ve Patrick'in kendisini arkadaş olarak kabul etmeleri başlarda imkansız gibi görünse de kısa zaman içerisinde yakın arkadaş olurlar. İki kardeş, son derece çekingen bir genç olan Charlie'yi uyandırıp ona hayattan zevk almayı öğretmeye başlarlar. Charlie, her daim bir kenarda beklemekte olan çocukluk travmasıyla baş etmeye çalışacak; Sam ve Patrick aracılığıyla gerçek dünyayı tanımaya başlayacaktır. 3. Aşk Şimdi Now Is Good - 2012 Now Is Good 2012 - IMDb 7,1Tessa, lösemi hastalığına yakalanmış, gördüğü dört yıllık kemoterapi tedavisinin ardından doktorlar tarafından iyileşemeyeceği yönünde teşhis konulmuş gencecik bir kadındır. Ölümü kabullenen çaresiz Tessa son günlerini hastanede tedavi olarak ya da acı çekerek geçirmeyi istemez. Bu süreci sevdikleriyle birlikte olabileceği hayat dolu anlarla değerlendirmeye karar veren genç kadın ölmeden önce yapmak istediklerini sıraladığı bir liste hazırlamaya koyulur. 4. Ben, Earl ve Ölen Kız Me and Earl and the Dying Girl - 2015 Me and Earl and the Dying Girl 2015 - IMDb 7,717 yaşındaki Greg Gaines'ın sosyalleşmeyle ilgili sorunları vardır, lise hayatını mümkün olduğunca görünmez bir tip olarak geçirmeyi planlamaktadır. Ancak annesinin hiç de bu durumu kabullenmeye niyeti yoktur. Annesi Greg'in yakın zamanda kanser teşhisi konulan sınıf arkadaşı Rachel ile arkadaşlık kurmasını istemektedir. Greg annesinin bu teklifini isteksizce kabul etmek zorunda kalır ve böylece iki genç arasında hayal bile edemeyecekleri bir dostluk başlar. 5. Mükemmel Uyum Pitch Perfect - 2012 Pitch Perfect 2012 - IMDb 7,2Beca Anna Kendrick karşısındaki insanın ağzından çıkan sözleri dinlemek yerine kulaklıklarından çıkan sesi dinlemeyi tercih bir kızdır. Yeni okuluna vardığında, kendisini ortak noktaları birlikteyken güzel şarkı söylediklerini düşünen kaba kızların, tatlı kızların ve tuhaf kızların arasında bulur. Beca bu vokal grubunu sıradan düzenlemelerinin ve mükemmel armonilerinin dışında çıkarınca, okulun amansız akapella dünyasının en iyisi olmak için mücadele etmeye başlarlar. Peki, bu sürecin sonunda kızları neler bekliyor? 6. Gençlik Ateşi Bring It On - 2000 Bring It On 2000 - IMDb 6,0Rancho Carne Lisesi'nin meşhur futbol takımının en az kendisi kadar ilgi çekici bir tarafı vardır. O da, seyircileri dansları ve stilleri ile büyüleyen amigo kızlar topluluğudur. Takımı bolca ateşleyen bu amigo kızlar o denli ünlenmişlerdir ki, takımdan daha fazla dikkat cezbetmeye başlamışlardır. Sıradaki amaçları ise arka arkaya tam beş kere kazandıkları amigoluk turnuvasını altıncı kez kazanmaktır. Ancak kısa bir süre sonra fark edilir ki, amigo grubunun eşsiz koreografileri aslında bir hip-hop grubunun danslarından çalıntıdır. 7. Kağıttan Kentler Paper Towns - 2015 Paper Towns 2015 - IMDb 6,3Quentin'in en büyük hayali; gerçekleşeceğine ihtimal vermese de, fazla ortak noktasının bulunmadığı gizemli bir kızı elde etmek ve onunla birlikte hayallerindeki mutlu hayatı yaşamaktır. Quentin’e göre, Margo adındaki bu gizemli kız hem oldukça havalı hem de gözü yükseklerde olan, yanına yanaşılması zor bir insandır. Genç adamın etrafındaki pek çok insan da dahil olmak üzre hemen hemen herkes tarafından hayranlıkla bakılan, gizemleri seven tez canlı bir maceracıdır. Aslında bütün bu macera, Quentin henüz dokuz yaşındayken, Margo’nun yanlarındaki eve taşınmasıyla başlamıştır. Genç adam daha görür görmez bu kıza tutulmuş olsa da yıllar geçtikçe birbirlerinden farklı çevreler edinmişlerdir. Hayatını mota mot planlı bir biçimde yaşayan Quentin, için bir gecede yaşamı tepeden aşağı değşir, çünkü tam dokuz yıl sonra Margo gelip kendisinden çok önemli bir konuda yardım ister! 8. Project X - 2012 Project X 2012 - IMDb 6,6Üç çılgın lise öğrencisi, kaybeden hallerinden kurtulmak ve 'biraz' eğlenmek için büyük bir doğum günü partisi düzenlerler. Fakat gece ilerledikçe yüzlerce kişi partiye akın edecek ve işler çığırından çıkacaktır ve bu arada gündüzden beri kayıtta olan kamerayı da ellerinden düşürmeyeceklerdir. 9. Seksi Futbolcu She's the Man - 2006 She's the Man 2006 - IMDb 6,317 yaşındaki futbol takımı oyuncusu Viola Hastings, kızlar takımı elenince erkek kardeşinin lisesinin erkek futbol takımına girebilmek için her şeyi yapmaya karar verir. İkiz kardeşi Sebastian'ın yurt dışında olmasını fırsat bilerek onun kılığına girer ve futbol takımına kendisini kabul ettirir. Viola takım arkadaşına aşık olur fakat gerçeği gizler. Bu sırada Olivia isminde bir genç kız da Sebastian'a aşık olur ve işler gitgide karışık bir hal alır. 10. Zamana Güzellik Kat Cashback - 2006 Cashback 2006 - IMDb 7,2Yaşadığı aşk acısı nedeni ile sıkıntılı günler geçiren Ben Willis, Güzel Sanatlar’da okuyan bir resim öğrencisidir. Sıkıntılı günler engel olamadığı bir alışkanlığa tutulmasına neden olur bir türlü süre sonra bu soruna bir çare bulabilmek ve zamanını faydalı bir şekilde geçirebilmek için bir süpermarketin gece vardiyasında çalışmaya karar verir. İlk başlarda sıkıcı görünen sekiz saatlik bu mesai, çalışma arkadaşlarını tanımaya başladıkça ilginç ve keyifli bir maceraya dönüşür. Her biri dışarıdan bakıldığında son derece sıkıcı görünen bu işi, zaman kavramını unutarak eğlenceye çevirmiştir. Kimisi koridorlarda kaykayla kayarak eğlenir, kimi dövüş sanatlarındaki maharetini sergiler... Ben de, zaman kavramını unutarak çevresindeki insanları ve güzellikleri tanımaya başlayacaktır. En çok ilgisini çekense güzel ve sessiz kasiyer Sharon’dır. 11. Çılgınlar Sınıfı Accepted - 2006 Accepted 2006 - IMDb 6,4Bartleby hayatını bir lise öğrencisi olarak sürdürmüştür ancak artık okulun son dönemleri yaklaşmıştır ve kendisine yüksek öğrenim görebileceği bir okul bulması gerekmektedir. Büyük umutlarla başvurduğu tüm okullar ilginç bir şekilde kendisini geri çevirmektedir. Bartleby tüm bunların sonucunda ne yapacağını şaşırmıştır. Sonra ise aklına oldukça tuhaf bir fikir gelir. Kendi okulunu kuracak ve kendi eğitimini kendisi tamamlayacaktır. 12. 17 Yeniden 17 Again - 2009 17 Again 2009 - IMDb 6,31989 yılında lise son sınıf talebesi Mike O’Donnell okulun popüler simalarındandır. Basket takımının kare ası ve yıldızı olan Mike, geleceğini garantilemiş hissetmektedir. Üniversite bursu ve ışıltılı bir kariyer avucunun içinde gibidir. Ama o kendisine biçilen bu kaderi reddetmeye karar verir Her şeyi elinin tersiyle itecek, bebek beklediğini yeni öğrendiği kız arkadaşı Scarlet ile aynı yastığa baş koyacaktır! Yaklaşık 20 yıl sonra, Mike’ın şaşalı günleri kesinlikle geride kalmıştır. Scarlet’la evliliği bitmek üzeridir, ilişkileri paramparçadır, kariyeri mahfolmuştur, işteki terfi onu es geçmiştir. Hiçbiri yetmezmiş gibi bir de ergenlik çağındaki oğlu onun bir zavallı olduğunu düşünmektedir ve daha da kötüsü lisede bir inekken sonradan teknoloji milyarderi olan en iyi arkadaşı Ned’in yanında yaşamaya mecbur kalmıştır. Ama Mike’a ikinci bir şans verilir ve mucizevi bir şekilde 17 yaşına geri döner. 13. Ateşli Gençlik Fired Up! Fired Up! 2009 - IMDb 6,1Gerald R. Ford Lisesi futbol takımının yıldızları olan Shawn ve Nick, yazlarını başka bir futbol kampında geçirme olasılığından ödleri kopuyordur. Nick ikisi için bir dolap çevirince, kendilerini okulun birbirinden güzel amigo kızlarının kampında bulurlar. 14. Şu An Muhteşem The Spectacular Now - 2013 The Spectacular Now 2013 - IMDb 7,1Lise son sınıf öğrencisi Sutter partilerin neşesidir. Erkek giyim mağazasında çalışan Sutter’ın geleceğe dair planları yoktur. Ancak kız arkadaşı tarafından terk edilince, çok sarhoş olur ve Aimee Finicky ile bir çimenlikte uyanır. Aimee çok farklıdır. Erkek arkadaşı yoktur ve bilim kurgu kitapları okumaktadır. Ancak Amy bir gelecek hayal ederken, Sutter büyüleyici olan şimdide yaşamakta olsa bile, birbirlerine çekilmişlerdir. 15. Sınav - 2006 Heist School 2006 - IMDb 6,5Günümüzün en tartışmalı sınav sistemlerinden biri olan ÖSS için hazırlanan binlerce öğrenciden birkaçı olan Gamze, Uluç, Kaan, Mert ve Sinan isimli beş genç ailelerini ve çevrelerini başarısızlığa uğratacakları korkusuyla bir çıkış yolu aramaktadırlar. Notlarını normal yollardan yükseltemeyeceğini anlayan gençler lise başarı puanlarını yükseltmek için sınav sorularını çalmaya karar verirler. Bu sayede bu dertten kurtulan öğrenciler sıra ÖSS'ye geldiğinde aynı başarıyı gösterebilecekler midir? 16. Adı Çıkmış Easy A - 2010 Easy A 2010 - IMDb 7,1Lisede kendi halinde bir öğrenci olan Olive hakkında herkesi meraklandıran bir dedikodu yayılır. Söylentilere göre Olive bekaretini kaybetmiştir. Olive bu durumun doğru olmadığını anlatmaya çırpınsa da, dedikodu gerçekten daha fazla sahicilik kazanır. Bütün hayatının mahvolduğunu düşünen Olive, bu dedikodu sayesinde bir anda okulun en gözde ve popüler kızına dönüştüğünü görür. 17. 16. Doğum Günü Sixteen Candles - 1984 Sixteen Candles 1984 - IMDb 7,1Samantha’nın hayatı hızla inişe geçmiş bir haldedir. On beş yaşındaki bu genç kız okulda bir çocuğa aşık olur. Okulun en sevimsiz tipi de ona aşıktır. Samantha’nın ablası evlenmek üzeredir ve bu olayın telaşı içerisindeki ailenin tüm diğer fertleri, kendisinin yaş gününü unuturlar. Bütün bunlara ek olarak da dehşet utanç verici bir büyük anne ve büyük baba, yabancı bir dönüşüm öğrencisi olan Long Duc Dong’un varlığı ile genç bir kızın dünyasına eğlenceli bir yolculuğa çıkmaya hazır olun. 18. Kötü Kızlar Mean Girls - 2004 Mean Girls 2004 - IMDb 7,0Afrika’da doğup büyüyen Cady’nin anne ve babası zoologtur. Bu vesile ile büyümek yolunda ilerlerken hayata dair şu ilkeyi temel alarak şekillenmiştir Doğada güçlü olan hayatta kalır! Yalnız yaşı on beş olduğunda ve liseye başlayınca kafasındaki o orman kanunlarının pek de sandığı gibi olmadığını görür. Hele ki işin içine aşk girdiğinde ezbere bildiği her şeyi unutup baştan başlaması gerekecektir. Cady, ne yazık ki okulun en gözde kızının eski erkek arkadaşına gönlünü kaptırmıştır. İşler haliyle sapa sarmaya hazır biçimde onu beklemektedir. 19. Keith - 2008 Keith 2008 - IMDb 7,4Keith bazı şeyleri eksik yaşamış ama daha fazlasını isteyen bir çocuktur. Başlarda öyle görünse de aslında öyle değil. İstediğine sahip olabilen ama sonuçlancağını bildiği için buna cesaret edemeyen ise her şeyi yeterli yaşamış, birçok şeye sahip, daha fazlasına ihtiyaç duymayan birisi. Natalie'nin hayatına Keith girdikten sonra her şey ikisi için de zorlaşır. 20. Juno - 2007 Juno 2007 - IMDb 7,4Kafası karışık, sevimli ve müziksever bir lise öğrencisi olan Juno, can sıkıntısı ve merak sonucu, okuldan arkadaşı Bleeker ile yatmaya karar verir. Ancak hiç düşünülmeyecek bir zamanda bir bebek sahibi olması gibi beklenmedik bir durum, bu can sıkıntısının neticesi olacaktır! En yakın arkadaşı Leah ile bu konuya bir çözüm bulmaya karar verirler. Bebeğini dokuz ay boyunca karnında taşıyacak ve onu varlıklı bir aileye verecektir. Juno bu olaylar esnasında oldukça olgunlaştığını hissetmeye başlar. Evin karizmatik sahipleri ile sıra dışı bir arkadaşlıkları da başlamıştır. 21. Ferris Bueller'la Bir Gün Ferris Bueller's Day Off - 1986 Ferris Bueller's Day Off 1986 - IMDb 7,8Hayat kadar uçsuz bucaksız. Tesadüflerle kararlarını belirleyen. Kendini ve hayatı fazla ciddiye alanlar için kesinlikle iyi bir model. Boş bir günün değerini bilen bir adam. Son sınıfın son günlerine yaklaştığı bir bahar günü Ferris Matthew Broderick kız arkadaşını Mia Sara ve en yakın arkadaşını da Alan Ruck yanına alarak okuldan kaçar ve Chicago’ya yola koyulurlar. Özgür bir gün, şehri turlamak biraz cesaret ve kırmızı bir Ferrari ile 17 yaşında olmak gerçek bir eğlence olabilir! 22. Amerikan Pastası American Pie - 1999 American Pie 1999 - IMDb 7,0Kendine güveni olmayan dört lise öğrencisi, hayatları boyunca kimseyle cinsel ilişkiye girme şansı bulamamışlardır. Psikolojik anlamda üzerilerinde bir baskı hissetmeye başlayan gençler, mezuniyet gecesine kadar bir kızla birlikte olmak üzere birbirleriyle iddiaya girerler. Artık bir kızla beraber olmak, sadece maddi değil manevi bir yükü de beraberinde getirecektir. Oyun başlar. 23. Scott Pilgrim Dünyaya Karşı Scott Pilgrim vs. the World Scott Pilgrim vs. the World 2010 - IMDb 7,522 yaşına kadar kızlarla şansı yaver gitmemiş Scott Pilgrim, günlerini bas gitarı ve garaj grubu Sex Bob-omb'la birlikte geçirmektedir; ta ki hayallerinin kızı Ramona V. Flowers ile karşılaşıncaya kadar. Scott, Ramona'nın kazanmanın yollarını araştırırken, kızın süper güçlere sahip yedi eski sevgilisini alt etmek zorunda kalacaktır. 24. Gezgin Pantolon Kardeşliği The Sisterhood of the Traveling Pants - 2005 The Sisterhood of the Traveling Pants 2005 - IMDb 6,5Tibby, Lena, Carmen ve Bridget birbirleriyle çok iyi geçinen dört kadın arkadaştırlar. Gençlik dönemleri bitmeye yaklaştığında ve her biri hayatında farklı bir yola sapmak üzere olduklarında birbirlerine bağlı kalabilmek adına bir karar alırlar. Birbirlerinin bedenine tam uyum sağlayan bir kot pantolonu sürekli olarak değiştirecek ve bu şekilde sürekli olarak temas halinde kalacaktırlar. 25. İlk Kez The First Time - 2012 The First Time 2012 - IMDb 6,8Mezun olmak üzere olan son sınıf öğrencisi Dave ile farklı bir okulun birinci sınıfından Aubrey bir gece bir partide tanışırlar. Sıradan bir konuşmayla başlayan ilişkileri bir anda daha yakın daha romantik ve hazır olduklarından çok daha karmaşık bir hal alır. 26. Çok Fena Superbad - 2007 Superbad 2007 - IMDb 7,6Liseden mezun olmak üzere olan, sosyal becerileri az gelişmiş iki gencin birbirine bağımlı bir arkadaşlıkları vardır. Farklı üniversitelere gidecekleri için, hayatla ayrı ayrı yüzleşmek zorundadırlar. Evan çok korkak bir gençken, Seth, ağzı lâf yapan ve karşı cinse fazlasıyla düşkün bir kişiliğe sahiptir. Filmde beğendikleri kızlara yanaşmak için yaptıkları yanlışlarla dolu çabalarının hikâyesi anlatılıyor. 27. Skor Peşinde Sex Drive - 2008 Sex Drive 2008 - IMDb 6,5Ian Lafferty içi içine sığmayan, patlayacak bir bomba misali etrafta gezinen bir ergen çocuktur. Artık 18 yaşına gelmiştir ve bakirliğini kaybetmek için can atıyordur. İnternette tanıştığı seksi bir kızla birlikte olmak için en iyi arkadaşları olan Lance ve Felicia ile yollara dökülürler. Üç kafadarın, kendi cinsel devrimlerini gerçekleştirme uğruna, Amerikan topraklarını baştan başa kat ederken başlarına gelecek birçok talihsizlik vardır ve tabi cinselliğin keşfi bağlamında seksi kaçamaklar da er ya da geç kahramanlarımızın başına gelecektir. 28. Hayatın Kıyısında All the Bright Places - 2020 All the Bright Places 2020 - IMDb 6,5Film, Violet Markey ve Theodore Finch’in hikayesini anlatıyor. Akıl hastalıkları ile mücadele eden ikili, birlikte kendi içlerindeki ve çevrelerindeki mucizeleri keşfediyor. 29. Keşke 30 Olsam 13 Going on 30 - 2004 13 Going on 30 2004 - IMDb 6,2Gönülden isteyerek tutulan dileklere dikkat! Umulmadık bir anda gerçek olabileceğini anlatan keyifli bir film. Jenna’nın, on üçüncü doğum günü partisinde, en yakın arkadaşı Lucy’nin muzip bir oyunu ile her şey alt üst olur. Hoşlandığı erkek Matt ile ilgili alay konusu olup da fazlasıyla incinen Jenna, otuz yaşına gelene dek saklanmaktan başka bir şey istemez. Ve elindeki dilek tozu sayesinde umulmadık bir biçimde isteği gerçek olur. Fıstık gibi bir vücut, rüya gibi bir daire, muhteşem bir gardrop ve atlet bir erkek arkadaş, muhteşem bir iş, yıldız arkadaşlar. Bundan daha iyi bir hayat olabilir mi? Ne yazık ki Jenna, istediğinin bu olmadığını fark eder. Tek ihtiyacı olan bir zamanlar partisini mahveden, çocukluk arkadaşı Matt’dir. Onun yetişkin hali ile karşılaştığında ise tanıdığı eski Matt olmadığını fark eder. 30. Sing Street - 2016 Sing Street 2016 - IMDb 7,9Conor, problemli bir çocuktur. Ailesiyle birlikte Dublin’de yaşayan delikanlı, yeni okuluna uyum sağlamakta sorun yaşar. Öğretmen ve sınıf arkadaşlarından olumsuz davranışlar gögren Conor’ın tek sıkıntısı bu değildir. Ailesiyle de kötü bir ilişkisi olan Conor, okul yakınlarında gördüğü Raphina’dan hoşlanır. Güzel kızın dikkatini çekmeye çalışan Conor, bunun için müzik grubu kurmaya karar verir. Başlarda türlü zorluklar yaşayan Conor ve grup arkadaşları giderek daha güzel işler yapmaya başlar. 31. Kahvaltı Kulübü The Breakfast Club - 1985 The Breakfast Club 1985 - IMDb 7,9Amerikan lise hayatından beş ayrı klişe karakter kendilerini, cezalı oldukları cumartesi gününü okul kütüphanesinde geçirmek üzere bir arada bulurlar bir sarışın, bir anarşist, bir inek, bir sporcu ve bir entel! Disiplin delisi lise müdürünün manasız testesteron gösterileri karşısında hem kendi kendilerini, hem de ne çok ortak yönleri olduğunu keşfedecekleri bir güne dönüşecektir bu! 32. Ateşli Gençlik Youth In Revolt - 2009 Youth in Revolt 2009 - IMDb 6,4Annesi ve babası ile birlikte tatile çıkan 14 yaşındaki Nick Twisp alaycı bir gençtir, ta ki hayallerindeki kızla tanışana kadar. Nick, Sheeni Saunders ile tanıştıktan sonra onun kalbini kazanmak için yapamayacağı şey yoktur. 33. Senden Nefret Etmemin 10 Sebebi 10 Things I Hate About You - 1999 10 Things I Hate About You 1999 - IMDb 7,3Bianca, okuduğu üniversitede herkesi kendine hayran bırakan güzeller güzeli bir kızdır. Ablası ise sürüp giden tüm hayatı boyunca nedense erkeklere hiç ilgi duymamıştır. Bianca'nın yaşamı da ablasının bu çekinik tercihleri tarafından şekillendirilmektedir. Zira ailevi kuralları vardır. Bu kurallara göre iki kardeşin aynı anda sevgilisi olmadığı sürece, kimsenin sevgilisi olmayacaktır. Bianca bu durumun içerisinde kendisine yarar sağlayabilecek planlar yapmaya koyulur. 34. Aşk Ödevi The Art of Getting By - 2011 The Art of Getting By 2011 - IMDb 6,6Film, resim konusunda yetenekli ve ölümüne kaderci George'un sınıfından bir kız olan Sally ile geliştirdiği arkadaşlık etrafında ölüm fikrini kafasına takmış bir genç. Çocukluğunda duymuş olduğu bir deyim, onu derinden etkiliyor. Deyim, insanların yalnız doğduklarına ve yalnız öldüklerine, arada yaşanan herşeyin de bir yanılsamadan ibaret olduğuna işaret ediyor. Ölüm fikri kafasını o kadar kurcalıyor ki bu derslerini de gün George okulun terasında Sally'i sigara içerken görüyor ve öğretmenlerin uyarılarına karşın kendisi sigara içiyormuş gibi yaparak Sally'i kurtarıyor. Bunun üzerine arkadaş oluyorlar ve antisosyal George, Sally'nin arkadaşlarıyla da iletişim kurmaya başlıyor. George ile Sally'nin arasındaki ilişkinin neye dönüşeceği ise filmin ilerleyen dakikalarında gelişiyor... 35. Komik Bir Hikâye It's Kind of a Funny Story - 2010 It's Kind of a Funny Story 2010 - IMDb 7,1Craig, bir lise öğrencisidir ve en yakın arkadaşının kız arkadaşına kara sevda ile tutulmuştur. Craig, bir an kendisinde intihar eğiliminin olduğunu fark edince bir hastaneye gider ve kontrolden geçmek ister. Kendisine bir takım incelemeler yapılacağını düşünür ve muhtemelen de ertesi gün okula gidebilecektir. Ancak işler planladığı gibi gitmez ve bir hafta süreyle hastanede kalması gerekir. Ancak gençler için olan bölüm tadilatta olduğu için Craig’i yetişkinlerin yanına alırlar, aralarında birkaç genç de vardır. Genç bir kızı olan Bobby, ona etrafı tanıtır. Craig’in dikkatini Noelle çeker ki aynı yaşlardadırlar. Craig, nerede olduğunu arkadaşlarından saklamak ister. Bir şeyler çiziyordur, arada terapiye gidiyordur, şarkı söylüyor ve Bobby’e bir ropörtaj konusunda yardımcı olmaktadır. Peki gerçekten hepsi bu mudur?
“O gençlik nerede kaldı? 80’ler aşkı ve mertliği. Ama hayır, hayır hayatımın yönetmeni John Hughes olmayacak” -Easy A John Hughes kimdir? Tahminimce bu ismi ilk defa duyuyorsunuz, eğer adını biliyorsanız zaten The Breakfast Club hakkında yeterli bilgiye de sahipsiniz demektir. Yukarıdaki sözlerin sarf edildiği film Easy A’de John Hughes’a bir saygı duruşuydu. Ama sizlerin Hughes’un adını ilk kez duyduğunuzu düşündüğüm için kendisini şu sözlerle tanımlayacağım ”Herkesin mutlu olduğu filmlerin arkasındaki deha” . Benim için Hughes’u tanımlayan en güzel söz budur. Peki hangi filmler? Neredeyse her yeni yılda sayısız kanalda gösterilmiş Evde Tek Başına ve Show TV’nin yayınlamaktan bıkmadığı Bebek Firarda! Hatırlayamadıysanız 3 salak hırsızın zengin bir bebeği kaçırmaya çalıştıkları şirin mi şirin olan film. Hughes bu film ve Evde Tek Başına nın senaristliğini üstlenmiştir. Sanırım kendisini az çok tanımaya başladınız. John Hughes 1980-90 Amerikan Komedi/Gençlik sineması için vazgeçilmez bir isimdi. Elinin değdiği her işi hissedebileceğiniz Hughes, kendine has tarzı ile küçükken televizyonda izlediğimiz o tatlı aile filmlerine mutlaka imza atmıştır. Vocation, 101 Dalmaçyalı ve Beethoven senaristliğini yaptığı unutulmaz filmlerden bazılarıdır. 2009 yılında hayatını kaybeden Hughes adını sinema tarihine yazdırmasını The Breakfast Club’a borçludur. 1985 yılında hem yazıp hem de yönettiği bu gençlik filmi geçtiğimiz yıllarda 30. yılını doldurdu bile. Filmde bir grup lise öğrencisinin Cumartesi günü okul kütüphanesinde cezaya kalması işleniyor. Tamamı okul sınırları ve kütüphane içinde geçen The Breakfast Club ”Tek Mekan Filmleri” listesinde asla es geçilmeyecek bir yere sahiptir. Birbirinden farklı 5 lise öğrencisinin bir hademe bir de okul müdürü eşliğinde kaldığı bu cezada aile beklentileri, eğitim sistemi, lisede yer alan tipler ve kendini kanıtlama çabası gibi dönemin Amerikan lise hayatına sert bir eleştiri sunuluyor. Andrew, Brian, John, Claire ve Allison cezaya kalan öğrencilerdir. Her biri lise hayatının bir tipini temsil eder. Andrew başarılı bir sporcuyu, John kurallara uymayan serseriyi, Brian inek öğrenciyi, Claire okulun popüler kızını, Allison’sa içe dönük liseli tipin temsilidir. Cumartesi günü kaldıkları cezada ise Müdür Richard kendilerinden bir kompozisyon yazmalarını ister. “Neden cezaya kaldınız, ben kimim, neden buradayım?” gibi sorulara cevap olabilecek kompozisyon için öğrencilerin 5 saati vardır. Kompozisyon yazma sürecinde birbirlerini belki de sadece 1 kez görmüş bu ergenler, yazım sürecinde aile baskılarına, kişilik oluşumlarının zorluklarına ve baş edemedikleri yetişkinlere sert cevaplar vereceklerdir. Filmin ilerleyişi okuldan kaçma ve monologlar ile devam eder. Esasında tüm bu temalar John Hughes sinemasının bir yansımasıdır. Ferris Bueller ve Evde Tek Başına gibi diğer Hughes klasikleri de karakterlerine birer tip ve aile baskısı yükler. Ferris ailesinin göz bebeği ama bir noktada gizlice serbest kalabilen bir genç, Kevin Evde Tek Başına ailenin sevilmeyeni, Sixteen Candles da Sam ise doğum günü unutulan hüzünlü, silik liseliyi temsil eder.
Orijinal İsmi Sixteen Candles Süre 93dk 16. Doğum Günüm Film Konusu Samantha Baker 16. yaşını kutlayacaktır ama hiçbir aile üyesi bu önemli günü hatırlamaz. John Hughes, The Breakfast Club’ın yönetmeni, yeni bir yaşın insanın hayatında ne gibi değişiklikler ve sürprizler getireceğini bu eğlenceli teenage filmiyle anlatıyor. 16. Doğum Günüm Filmi Oyuncuları » Yapımcı Ned Tanen , Hilton A. Green , Michelle Manning Favori 26 kullanıcının favori filmi Filmi İzleyenler 44 kullanıcı 16. Doğum Günüm filmini izledi Filmi Ekleyen camur
cezalı oldukları için hafta sonu sabahını okulda kütüphanede geçirmek zorunda olan birbiriyle alakasız gençler serseri bir tip, okulun tiki kızı, hiç konuşmayan gotik abla...; cezadan kaçmaya çalışırlar, kaçamayacaklarını anlayıp birbirlerini tanımaya gayret edince de baya eğlenirler. hatta filmin sonunda iki de çift çıkıyodu kütüphaneden. gotik hatunun gösterdiği değişim de baya iyiydi john hughesdan çıkan en iyi şey. zamansız bir -hadi söylüyorum- gençlik filmi. cumartesi sabahını kütüphanede cezada geçirmek zorunda kalan bir grup insanın başlarından geçenler anlatılır. önce şu dizeler görünür ekranda and these children that you spit on as they try to change their worlds they are immune to your consultations they're quite aware of what they're going through... ...ve simple minds girer don t you forget about me ile. kalanı anlatılmaz izlenir. -spoiler- dear mr. vernon we accept the fact that we had to sacrifice a whole saturday in detention for whatever it is we did wrong, but we think you're crazy for making us write an essay telling you who we think we are. you see us as you want to see us... in the simplest terms, in the most convenient definitions. but what we found out is that each one of us is a brain, and an athlete, and a basket case, a princess, and a criminal. does that answer your question? sincerely yours, the breakfast club. -spoiler- john hughes tarafından yazıp yönetilen 1985 çıkışlı muazzam bir 'gençlik' filmi. gençlik filmlerinde çoğunlukla lindsay lohan tarzı moda, makyaj ve popularite üzerine , high school musical'da olduğu gibi lise hayatına pollyannacı bakışlar üzerine veya depresif ve agresif lise gençlerinin mütemadiyen çılgın attığı dakikalar üzerine kurulmuş senaryoları gözlemleriz. keşfedilecek pek bir şey yoktur, çoğu film kendini tekrar eder. arada bir basket maçı yapılır, cheerleader diye tabir edilen ponpon kızlar birbirine girer veya takım kaptanlarıyla yatar, gözlüklü ve şişman kızlarla dalga geçilir falan. şahsım adına bu sınıflandırmaların ve bitmeyen bir döngü içinde devam eden bu olayların nasıl meydana geldiğini ve nasıl olup da her seferinde bıkıp usanılmadan filmlerde işlenildiğini anlamış değil idim. bu film sayesinde uyanmış oldum. film, ilk çıktığı zamanlarda seyirci akınına uğramış, yıllar sonra kült olma mertebesine erişmişti. basit bir konusu olmasına rağmen seneler sonra hala oyuncularına ödül verilebilmesini sağlayan şey ise hiç şüphesiz ki lisede okuyan gençlerin hayata karşı bakış ve duruşlarını cesurca ortaya dökebilmiş olmasıdır. sonradan gelen tonlarca film ise ne yazık ki senaryosunda ve işleyişinde bu sağlam vurguyu yapamamış, konuları gevşete gevşete kıvamı iyice kaçırmıştır. filmdeki karakterlere ve spoiler ulan diye çığırmadan, olan bitene bir göz atalım film, bir cumartesi günü öğleden sonrasını okulda geçirmek üzere ceza almış apayrı 5 adet öğrencinin okul kütüphanesinde buluşması ile başlar. bir karakter hariç hepsi bir miktar çekingen ve orada bulunmaktan bıkkın bir hal içindedir. ilerleyen saatlerde kişiler üzerine eleştiriler-analizler yapılmaya başlanacak ve okulda birbirini görmezden gelen veya görmezden gelmek zorunda olan bu beş insanın yaşamlarına, sorunlarına ve gülünçlüklerine bir bakış atılacak kimi zaman adrenalin bolca salgılanacaktır. -john bender judd nelson tarafından canlandırılan bu karakter, yukarıda bahsettiğimiz o 'biri hariç' kişidir. özgüveni, vurdumduymazlığı ve cesareti ile kütüphanede bulunan diğer dört kişiyi çözümleyecek ve onları şaşırtacaktır. filmin en can alıcı karakteri olması sebebiyle, daha çarpıcı bir geçmişe sahip olması gerekmektedir. senaryo bunu bize johnun açıksözlülüğü ile sunmaktadır. john bender, oldukça sorunlu bir aileden gelmektedir. evdeki kavgalar, babasının ailesine karşı olan davranışları, saygı ve sevgi görmemiş olması onun kimilerine göre ''problemli'' bir genç olmasına sebep olmuştur. giyim tarzı salaşlığı ile düşüncelerini yansıtır niteliktedir. zira kendisi ne cezaya kalmış olmayı ne de okul yönetiminin baskı ve kurallarını umursar. uyuşturucu, sigara, alkol ve bitmek bilmeyen kız trafiği ile okulda ün salmıştır ve iğneleyici sözleri ile etrafındakilere çoğunlukla zarar verir. okuldakilerin bir kısmı onun bir zavallı olduğunu, bir kısmı havalı olduğunu, müdür ise onun, ilgi çekmek uğruna geleceğini yok ettiğini düşünmektedir. lakabı ''criminal'' kışkırtarak okuldan kaçmaları konusunda ikna eder. fakat müdürden richard vernon kaçamayacaklarını anlayınca bender onları geri yollar ve kendisi basket alanına girerek üç beş atış yapar ve müdürün ilgisini çekmeyi başarır. müdürün onu ayrı bir odaya kapatması sonucu havalandırma borusunda dolanır ve kütüphane tavanını kırarak yere düşer. şok olan dört kişiye de kalemimi unutmuşum diyerek açıklama yapar. dehşet diyalogların oluşmasına sebep olur. müdür ile girdiği bir diyalog sonucu 2 ay boyunca bu ''cumartesi ceza''larına çarptırılır. buyrun diyalog richard vernon you're not fooling anyone bender. the next screw that falls out will be you. bender eat my shorts. richard vernon what was that? bender eat... my... shorts. richard vernon you just bought yourself another saturday. bender ooh i'm crushed. richard vernon you just bought one more. bender well i'm free the saturday after that. beyond that, i'm going to have to check my calendar. richard vernon good, cause it's going to be filled. we'll keep going. you want another one? just say the word say it. ınstead of going to prison you'll come here. are you through? bender no. bkz tampa bay, florida news tampa bay times/st. pete times tampabay andrew clark emilio estevez tarafından güreş takımındadır ve belirli bir popülarite seviyesine erimiştir. babasının baskısı onu daha başarılı bir güreşçi olmaya itmektedir. malum, bir üniversiteden sporcu bursu alması gereklidir. lakin andrew güreş konusunda hırslı biri değildir, babasının davranışlarına anlam veremez ve kütüphanede konuşurlarken ondan nefret ettiğini dile getirir. o cumartesi ceza alma sebebi bir arkadaşının saçına bant yapıştırıp hızlıca çekerek, saçlarının ve saç derisinin yolunmasına sebep olmasıdır. bundan pişmanlık ve utanç duymaktadır çünkü bilir ki ondan ne kadar özür dilese azdır. bunu sırf bir şeyleri, kendisine veya babasına ispatlamak için yapmıştır fakat benliğini kaybetmiş olmaktan yakınmaktadır. lakabı ''athlete''dir. birazdan göreceğimiz claire adlı karakteri bender'dan korumaya çalışır hatta onu dövmekle tehdit eder. daha sonra ise bender, onun güreşte tayt giyişi ile alay eder andrew why do you have to insult everybody? john bender i'm being honest, asshole. i would expect you to know the difference. // john bender sporto. andrew clark what? john bender you get along with your parents? andrew clark well, if i say yes i'm an idiot, right? john bender you're an idiot anyway. but if you say you get along with your parents, well, you're a liar too. bkz claire standish molly ringwald tarafından canlandırılmıştır. kendisi kızıl saçlı dışardan hoş görünen bir kızımızdır. lakin okula gelip arabadan inerken babasına ''beni bundan nasıl kurtaramadığınızı hala anlayamıyorum'' diyip fırça atar ve o andan itibaren gıcıklığını konuşturmaya başlar. neden ceza aldığı bilinmemektedir. okulun en popüler kızlarındandır. ailesi oldukça zengindir ve kendisi modaya süse püse çok düşkündür. dışardan bu halinden memnun gibi gözükse de, filmin ilerleyen dakikalarında aslında bu görünüşten hiç hoşlanmadığını, ünü sürdürmenin ve örnek alınmanın çok zor olduğunu, olmak istemediği biri gibi davranmaya başladığını ve bundan rahatsızlık duyduğunu öne sürer. öğle arasında suşi falan yer bu tip. bakire olması sebebiyle bender tarafından oldukça iğnelenir. grubun en saldırgan kişilerinden biridir ayrıca. kendini üstün görmesi ve yaşam standartları sebebiyle hoş karşılanmaz. lakabı ''princess''tir. claire standish do you know how popular i am? i am so popular. everybody loves me so much at this school. bender poor baby. // john bender you are a bitch. claire standish why? 'cause i'm telling the truth, that makes me a bitch? john bender no. 'cause you know how shitty that is to do someone, and you don't got the balls to stand up to your friends and tell them you're gonna like who you wanna like. // john bender i like those earings, claire. claire standish shut up. john bender are those real diamonds, claire? claire standish shut up. john bender i bet they are. did you work for the money to buy those earings? claire standish shut your mouth. john bender or did your daddy buy those for you? claire standish shut up! john bender i'll bet he bought those for you. i bet those were a christmas gift. you know what i got for christmas? oh, it was a banner fucking year at the old bender family. i got a carton of cigarettes. the old man grabbed me and said, "hey, smoke up johnny." alright? so go home and cry to your daddy. don't cry here, okay? bkz brian ralph johnson anthony michael hall tarafından canlandırılır. böyle bir filmde mutlak suretle ''nerd'' diye tabir edilen bizde de mantığını kavrayamadığım bir şekilde ''inek'' diye adlandırılan bir şahsın bulunması gerekirdi. bu karakter de boşluğu mükemmel bir şekilde doldurmuştur. okulda oldukça ezilen ve fizik matematik klüpleri arasında mekik dokuyan bu sarışın tip, ailesinin beklentileri sebebiyle zor zamanlar geçirmektedir. o gün ceza almasının hikayesi ise trajikomiktir. brian, ek kredi almak için kolaylığı sebebiyle- ki bu kolay lafı bender'ı sinirlendirecektir çünkü o bu dersi isteyerek almıştır- seramik dersine girer ve ondan bir fil yapması istenir. filin hortumu çekilince içindeki lambanın yanması gereklidir lakin brian bunu başaramaz ve kocaman bir f alır. diğer çalışmalarından a alsa bile ortalamasını düzeltemeyeceğinden dolayı bunalıma girer. dolabında silah bulunduğu için ceza almıştır. andrew , ona silahı ne yapacağını ve intiharın çözüm olmayacağını söyler. brian ise silahin sadece silikon tabancası olduğunu ve dolabında alev aldığı için cezaya kaldığını söyleyince doğal olarak kendisi de dahil herkes yarılır. film süresince en can alıcı sorulardan birini sorar. ''pazartesi okula döndüğümüzde ne olacak?'' der çünkü artık o , bu diğer dört kişiyi arkadaşı olarak görmektedir. fakat istediği cevabı alamayınca , okulda her zamanki gibi görmezden gelineceğini anlar ve büyük üzüntü duyar. oldukça saftır. lakabı ''brain''dir. john bender well, brian, this is a very nutritious lunch. all the food groups are represented. did your mom marry mr. rogers? brian johnson uh, no. mr. johnson. // brian johnson i'm a fucking idiot because i can't make a lamp? john bender no. you're a genius because you can't make a lamp. bkz allison reynolds ally sheedy tarafından canlandırılmaktadır. kendisini sona saklamamın nedeni filmdeki en sevdiğim karakter olması sebebiyle tamamen özneldir. konuştuğu zaman tam konuşan fakat diğerleri tarafından anlaşılamayan biridir. dağınık siyah saçları siyah makyajı ve uzun eteği ile gotik bir imajı vardır fakat düşünce biçimi ve davranışları bunu ispatlar nitelikte değildir. kütüphanede en arka sırada oturur ve filmin uzunca bir kısmında hiç konuşmaz hatta ilk kez izleyecekseniz onu dilsiz bile sanabilirsiniz. arka sırada çizdiği doğa resminin üzerine saçlarını sallayarak kepeklerini döker ve yarattığı kar görüntüsü ile gurur duyar. daha sonra evden kaçmak istediği ve bu sebeple yanında taşıdığı kocaman çantasında birçok ıvır zıvır taşıdığı öğrenilir. konuştuğu zaman durmadan yalan söyler ve bunu o kadar naif bir biçimde yapar ki ya inanırsınız ya da aşırı bir sempati duyarsınız. öğle yemeği olarak ekmek arası mısır gevreği ve üzerine paketlerce tuz yer. garip biri olduğunu burada belli eder ve çoğunlukla ne yapmaya çalıştığı anlaşılamaz. cumartesi günü orda bulunmasının sebebi ise gülünç bir biçimde yapacak daha iyi bir işi olmamasıdır. lakabı ''basket case''dir. allison reynolds when you grow up, your heart dies. john so, who cares? allison reynolds i care. // allison reynolds i'll do anything sexual, and i don't need a million dollars to do it either. i'm a nymphomaniac.. bunun üzerine claire'e bakire olduğunu söylemesi için baskı yapılır. claire sonunda itiraf eder. allison ise''i never did it either. i'm not a nymphomaniac. i'm a compulsive liar.'' diyip son noktayı koyar. // filmin sonlarına doğru claire, allison'ı alır ve ona yeni kıyafetler giydirip saçını ve makyajını yapar claire you know, you look a lot better without all that black shit under your eyes. allison reynolds hey, i like all that black shit... why are you being so nice to me? claire because you're letting me. ve sonra andrew what happened to you? allison reynolds why? claire did it... what's wrong? andrew nothing's wrong... it's just so different, you know? i can see your face. allison reynolds is that good or bad? andrew it's good. // allison reynolds your middle name is ralph, as in puke, your birth date's march 12th, you're 5'9 and a half, you weigh 130 pounds and your social security number is 049380913. andrew clark wow. are you psychic? allison reynolds no. brian johnson well, would you mind telling me how you know all this about me? allison reynolds i stole your wallet. // andrew clark so... what's your poison? andrew clark ... ok, forget i asked. allison reynolds vodka. andrew clark oh yeah? how much vodka do you drink? allison reynolds tons. bkz kişiler tartıştıktan ve birbirlerini anlamaya başladıktan sonra brianın kütüphanede çaldığı plaklar ile coşarlar, dans ederler. burada seksenli yılların ilginç dans figürlerini görmek oldukça eğlencelidir. o cumartesi günü herkesin ödev olarak bir makale yazması gereklidir. fakat bu görevi grubun en zekisi olması gerekçesi ile brian'a verirler ve kendisi ortak bir makale ile müdüre ayar verir. andrew ve allison birbirlerinden hoşlanırlar. claire ise john'un çok kız arkadaşı olmasını yadırgar ve tek eşliliğe inandığını söyler. sonunda john'u baştan çıkarır* ve ona kendisinin dalga geçtiği elmas küpelerinden birini verir. john bu küpeyi kulağına takar ve günü sevgili statüsünde noktalarlar. brian ise sona kalan dona kalır misali eve eli boş döner. işte bu brian'ın yazdığı yazı, breakfast club'ın ne olduğunu ve filmin ne amaçla yapıldığını harikulade gözler önüne serer. madem bu kadar yazdık, eklemeden olmaz brian johnson dear mr. vernon, we accept the fact that we had to sacrifice a whole saturday in detention for whatever it was we did wrong. but we think you're crazy to make an essay telling you who we think we are. you see us as you want to see us... ın the simplest terms, in the most convenient definitions. but what we found out is that each one of us is a brain... andrew clark ...and an athlete... allison reynolds ...and a basket case... claire standish ...a princess... john bender ...and a criminal... brian johnson does that answer your question?... sincerely yours, the breakfast club. bkz soundtrackler -don't you forget about me -the reggae -dream montage -waiting -didn't i tell you -fire in the twilight -i'm the dude -we are not alone -love theme -heart too hot to hold ''izleyin, izletin.'' bir forumdaydı sanırım, ölmeden önce izlenmesi gereken filmlerden biri olarak adı geçiyordu the breakfast clubın. aman aman aradığım söylenemez, ama aklımın bir köşesinde kalmış işte. bir kaç film almaya heveslendim geçenlerde, öylesine bakınırken, karşıma çıktı. hadi dedim bir deneyeyim. kapağına baktım, etkileyiciliği yok. arkasındaki yazıya göz attım sonra, "onlar, yani ortak noktası bulunmayan ve okulun kütüphanesnde bir cumartesi günü geçirme cezası alan beş öğrenci. saat 7'e birbirlerine söyleyecek bir şeyleri yoktu ama saat 4'ü vurduğuna birbirlerinin ruhundan anlayan iyi birer arkadaş olmuşlardı..." birkaç film daha seçip çıktım dükkandan. aylarca bekledi diğer cdlerin arasında bu da. derken bu gece sıkıntının doruk noktalarındayken film izlemeye karar verdim. tekrar göz göze geldik the breakfast club ile. ve denedim. 15 dakika kadar sonra filme ne kadar dahil olduğumu hissettim sonra. o sandalyedekilerden biri de bendim sanki. onlarla eş zamanlı sinirlendim ve onlar gülerken ben de gülüyordum. çünkü tüm tepkilerini tanıyordum. hepsinden bir parçayı yaşamıştım evvelden. kleptomani, dayak, uyuşturucu, prenses kız dönemi, aile baskısına inat yapılmış saçma tercihler, bütün sınıfın kompozisyon ödevlerini yapmak, bekarete dair kafa karışıklıkları, isyan, uç olma isteği, evden kaçış planları, vb, vb.. sonra film bitti. biraz duraksadım. onlar hep orda durmalıydı ve ben aynaya bakıp kendimle hesaplaşır gibi içimde taşıdıklarımın orada birbirleriyle tartışmalarını izlemeliydim sanki... sonuç olarak, ben bu filmi sevdim. iyi ki izledim. ve biliyorum. bir gece yalnız ve kafa karışıklığıyla dolu olduğum bir an, tekrar izleyeceğim.. ''when you grow up, your heart dies'' repliğiyle aklıma insan büyüdükçe hayalleri küçülür mü sorusunu getiren, izlediğim gençlik filmleri arasında, hatta kanımca da gençlik filmleri arasında en üstte duran yapım. o değil de ben tamamen türk bakış açısıyla yorumluyorum sanırım her şeyi. filmin sonunda kızları ağzından öpülürken bkz ağzından öpmek mal mal bakan ebeveynler gördüm. hepiniz mi bay cingılbört ve ailesi gibi olmak zorundasınız yahu, kasmayın bu kadar. ben doğarken gösterime girmiş kült gençlik filmi. - bu tanım enfes oldu farkındayım- 80 lerde dans, eğlence, arkadaşlık, aşk, kıskançlık, rekabet nasılmış görmek isteyenlere don t you forget about me eşliğinde filmin sahnelerinden bir demet yasemen gelsin mi? bence gelsin. geliyor; bkz kızların efendi adam yerine piç adam tercihi başlığını anımsatan bir şekilde biten film. judd nelson'ın oynadığı karakter john bender vardıre meselâ, bütün film boyunca hakaret ettiği hatun sonunda bu elemana takılır. brian johnson vardır bir de, derslerinde başarılı, nisbeten efendi bir çocuktur. filmin sonunda ona da öğretmene mektup yazmak düşer. 80lerin gençlik film olması evvela adamın aklına cıvık, iğrenç espirili, sabun köpüğü ve kötü giyimli piçlerin oynadığı bir film önyargısı oluşturuyor. ama öyle değil. en iyi gençlik filmlerinden biridir. filmin kendisi de müzikleri de şahane. ayrıca lise dönemini anlatan harika bir konusu da var. hatta dawson's creek'in bir bölümünde de film birebir tekrar canlandırılmıştır. 80lerin en iyi gençlik filmi. olabilecek en iyi gençlik filmidir zannımca; when you grow up, your heart dies... gençlik filminden öte bir film bence. müzikler hele ki `don't you forget about me sahnelere harika uymuş. aslında nasıl bir hapishanede yaşadığımızı hatırlatıyor bizlere bu film. - şimdi `spoiler` var - hep beraber kafayı kırdıktan sonra toplanıp konuştukları sahnede psikolojik çözünümler, karşıtlıklar, salaş hatunun beklenmeyen duygusal zekası ve daha sonra hep beraber dans etmeleri falan müthiş tatlı olmuş. aslında daha yazılacak çok şey vardır da, ben sadece 'iyice yaşınızı başınızı alıp da kalbinizi, ruhunuzu öldürmeden' izleyin bence bunu diyorum. iğrenç amerikan gençlik filmi klişelerini barındırmayan -belki de- gelmiş geçmiş en iyi gençlik filmi. how i met your mother'ın izlerken,barney'in "the breakfast'ı sansürlü izliyorum sanki" demesi üzerine izlediğim flimdir. takdir edilesi bir eserdir. how i met your mother karakterleri flim konusunda çok kültürlü verdikleri isimlerin hepsini izleyin derim. 80'lerin gençlik filmlerinden en sevdiğim,5 farklı lise öğrencisinin bir cumartesi gününü cezalı olmalarından dolayı okulun kütüphanesinde geçirmesini anlatıyor,diyaloglar şahane 2000'li yıllarda bu kadar teknolojiye rağmen böyle samimi bir film çekilememesi ne üzücü...
the breakfast club tarzı filmler