🥍 Öfke Kontrolü Olmayan Birine Nasıl Davranmalı

İlkadım: Ergenlik depresyonunun belirtilerini tanıyın. Bazen öfke, depresyon gibi daha derine inen bir psikolojik hastalığın işareti olabilir. Bu durumda, gençlerde depresyon belirtilerini tanımak anahtardır. Ergenlikte depresyonun temel belirtileri şu şekildedir; Öfkekontrolü ifadesi, öfke anında kişide ciddi sorunlar meydana getirebilen öfkenin kontrol edilebilmesini ifade etmektedir. Ev hayatı içerisinde öfkeli olan anne ya da baba, iş yerinde öfkeli bir ekip arkadaşı ya da trafikte öfkeli bir şoför olmak öfkenin kontrolünü gerektirmektedir. Öfke duygusunun insan için olumlu Kalite Takip Sistemi kapsamında Nisan - Mayıs ayı için planlanan "Kriz Yönetimi, Öfke ve Stres ile Başa Çıkma Yolları " konulu seminer, online olarak Rehber Öğretmenimiz Nurcan AKDAĞ'ın sunumu ve öğretmenlerimizin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Öfke Kontrolü Ve Stres Yönet. Öfke Kontrolü Ve Stres Yönet. Duyurular; İhaleler; BilimDent; Sağlık Bilimleri Girişimsel Olmayan Araştırmalar Etik Kurulu Bu sizde kontrolü kaybetmemeniz gerektiğini vurgulayacaktır. zor bir senaryo. Ayrıca, önceki bir patron veya yöneticisi içermeyen bir durum seçmeye çalışın, çünkü bu sizi kolayca hoşnutsuz bir çalışan olarak görmenizi sağlayacaktır. ÖfkeKontrolü Öfke ve Öfke Kontrolü Öfke A. Normal, B. Herkes tarafından hissedilen, C. Vazgeçilemeyen, D. Güçlü fakat kontrol edilmesi öğrenilebilen, E. Saldırganlıkla aynı şey olmayan (saldırganlık; öfkenin kontrol edilemediği durumda ortaya çıkan bir davranıştır), F. Yukarıdakilerin hepsi. Öfke, bağırma, çıkışma, söylenme, hakaret etme, küfretme ve fiziksel saldırganlık olarak aktif bir biçimde aktarılabilir. Bunların yanında, trip atma, iğneleyici konuşma, görmezden gelme gibi pasif bir davranış ile de yansıtılabilir. İlginizi Çekebilir; Emanet 376. kısım fragmanı yayınlandı mı? Genel olarak, öfkeyi ifade etmede üç tarz kullandığımızı söyleyebiliriz: Öfkenin içte tutulması: Öfkeyi içte tutmak, öfkeyi bastırmak veya baskılamak demektir. Bastırma ve baskılama birer savunma mekanizması dır. Bastırma söz konusuysa, öfkemizin farkında olmayız; bir duygu olarak ondan haberimiz olmaz. “ Öfke Öfkeaslında normal ve sağlıklı bir duygudur. Ama kontrolden çıkıp da yıkıcı hale dönüştüğünde, okul ya da iş hayatınızda, kişisel ilişkilerinizde sorunlara yol açar. Öfke çok çeşitli olaylar sonucu ortaya çıkabileceği gibi doğal afetler gibi hiç beklenmeyen bir anda gelip hayatı alt üst eden ve istenmeyen değişikliklere sürüklenme durumlarında da sıkça Cimri bir insan.”. “Anneme yardım edebilirdim. Ben bencil bir insanım.”. Bir tek olaydan genel kurallar çıkartmadır. Genellikle bu tür düşünceler ve ifadeler içinde sık sık “her şey, hiç bir şey, her zaman, hiç bir zaman, asla, hep gibi tanımlamalar geçer. Örnek: “Herkes birbirinin kuyusunu kazıyor.”. Erya da geç, problem çözüme ihtiyaç duyacak, fakat sakinleşmek ve karısının ihanetinin neden olduğu gereksiz duygulardan kurtulmak için zamanınız olmalı. Geri adım atmaya çalışın ve aceleyle hiçbir şey yapmayın. Eş toplantıda ısrar ederse, yapıcı bir diyaloga hazır olduğunuzda kendinizi arayacağınızı açıklayın. hnwZvO. insanoglunun zaman icinde birtakim hayvanogluhayvanlara karsi olusturmak zorunda oldugu kabuk. bunun filmi de vardir ama pek iyi degildir bkz anger management öfkeyi doğru ifade etme becerisini kazanmaya “öfke kontrolü” denir. öfke kontrolünde temel amaç; saldırganlıktan uzak, şiddet içermeyen, kişinin kendisine ve çevresindekilere zarar vermeyecek şekilde duygusunu ifade etme becerisini kazanmasıdır. öfke kontrolünü öğreten pek çok yöntem vardır. doğru yöntem kişiden kişiye değişir. doğru yöntemi belirlerken; kişinin kendi kişiliğine, yaşam tarzına uygun olanı seçmesi ve seçtiği yöntemi uygularken günlük yaşamında fazladan sıkıntı hissetmemesi göz önüne alınması gereken temel faktörlerdir. genel olarak öfke kontrol yöntemleri; bilişsel, duyuşsal, iletişim, duygusal ve davranışsal boyutları içeri sessiz kalabilme ve sebat etmeyi bilmenin ortanca kardeşi. öldür allah beceremediğim, aslında becermek de istemediğim şeydir. güzeldir öfke... bence...ne yani, içime mi atayım?hasta mı olayım?kus rahatla...bence... şunun kursunu falan ciddi ciddi veren bir yer bulup gitmem lazım hemen. dışı gandhi kaplı blanka gibiyim anasını satayım. uzaktan tanıyanlar yolda izde çevirip "ya sen evde falan da hep böyle sakin, huzurlu musun?" diye soruyorlar. o sırada aklıma sabah kombinin pilot alevini yakamadığım için öfkeden delirip, kızıl saçları kafasında dimdik böğürerek kombiyi pençeleyen blanka halim geliyor. sorana ağırbaşlı bir sükunetle gülümsemekle yetiniyorum. bu durumda herhalde en yapılmayacak olan içine atmaktır. sen git küçücük bir sinirlenmeyi al zaman içinde onu kafanda kurarak kocaman bir öfkeye dönüştür ve bu öfke içine sığmadığı noktada karşındakine püskürt. hem kendine hem karşısındakine zarar verir bu kişi, kendinden soğutur, uzaklaştırır o püskürttüğü anlamsız öfkesiyle. atmayın içinize kardeşim, pek hayırlı bir yöntem değil işte, valla. çoğu zaman gereksiz olandır. bırak gitsin, kalp mi kırıyorsun kafamı patlatıyorsun ne yapıyorsan yap... adam karşında saçma salak konuşup duruyorken kendini kasmana ne gerek var... ha içine attın, karşındakinin kalbini aslen kafasını kırmayayım diye birşey yapmadın, oturup konuştun anlamadı sonra olan sana oldu, içinde atıp kendi kendini yiyorsun... gir tekme tokat adama , hem sen rahatla hem o dallama akıllansın, mutlu mesut yaşayın beraber... öfke de aynı zehirli bir yemek nasıl midemizi bozarsa, ruhumuzu ve beynimizi bulandırır. öfke içimize girdiği zaman mutlaka kusmamız gereken bir durum yaratır. ama kesinlikle başkasının üstüne değil. öfke duyduğunuz insana karşı yalnız kaldığınız bir yerde bağırıp çağırabilir, hatta bir yastığı yumruklayarak onu dövdüğünüzü düşünebilirsiniz. bu boşaltımdan sonra sadece neye kızdığınızı düşünerek, kişiye değil davranşa yönelik eleştirinizi yapın. o zaman refleksif öfke değil bilinçli öfke ile olaya doğru müdahale yapabilirsiniz. son dönem başıma bela olan bir sorun haline geldi bu, becerememem, eksikliği.. işini adam gibi yapmayan -trafik kurallarını hiçe sayan şöför, öğrenci işlerindeki aylak memur, bankada görevini adam gibi yapmayan görevli misal; kıt zekası ile sizin hakkınızda bir karara varıp bir yerden üstünüze bindirmeye-bişeyleri kakalamaya çalışan; ayrımcı, faşist, yobaz, böyle üçü beşi bir araya gelse köpekleşen her cinsten insana boyuma posuma bakmadan gayet yüksek sesle ve alenen çemkirme, küfür etme gibi bir alışkanlık halini aldı kontrolsüzlüğüm.. bence hepsi birer pislik, andaval, söylediklerim az bile.. ama sorun o değil.. şikayet mekanizmalarını doğru çalıştırabilecek, ve o her yaptıkları yanlış yüzünden canlarını işe yarayacak-en azından yeterince- sıkabilecek birisiyim aslında.. ama küfretmek ne be.. pek öyle dışarıdan-tipimden o cümlelerin benden çıkacağı da belli olmuyor; cicili bicili bişey modelim, bir şekilde.. genelde ilk dakika şaşkınlığından başıma bir maraz gelmiyorsa gelmiyor da gerçekten bir gün denyonun tekinden dayak yiyeceğim gibi.. bu sorunu çözmem gerek.. ama bence asıl sorun beş dakika sonra sakinleşip kedileşmem.. kendimden nefret ediyorum o sıralarda..hani yıllarca insanların öfke seansındaymışcasına bağırıp çağırmalarını, dövünmelerini, kırıp dökmelerini; ancak bunları yaptıktan sonra en başta gördükleri aksaklığın çözüme ulaşmasını artık umursamayacak kadar boşaldıklarını gözlemlemekten mutsuz oldum.. sorunların çözümünün hiçbir şekilde bu tür tükürükler, salyalar ve avazlar olmadığını; insanların bu tür "şov"larının, onları sorunların çözümüne yönelik adımlar atabilmekten uzaklaştırdığını iddia edip, insanları eleştirip durdum... ve şu an karşımdaki insana küfrettikten sonra, sinirleri alınmış dana kıyması gibi bir haleti ruhiyem oluyor.. eleştirdiğim şeye dönüştüm bir nevi.. kapak olduöfke kontrolü kaybedildiğinde tedavi gerektirecek kadar çok çok önemli bir mefhumdur, bunu demeye çalışıyorum aslında.. özeti bu.. bir anda olmayı istediğinizi bildiğiniz ve aslında olduğunuz da insandan bambaşka bir canavara dönüşebiliyorsunuz eksikliğinde, bunu kendimde görüyorum.. benim cürmüm belki küfretmek kadar, ama aynı yitirimdeki bir başkası şiddet uygulayabilir, çok daha ciddi zararlar verebilir çevresine..toplanmak, bir kendine çeki düzen vermek gerek kaybında.. ne şekilde olursa olsun../ ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın. - 0156 Güncelleme - 1532 ABONE OL Ahmet Kural, Ozan Güven, Rubato’nun solisti Özer Arkun’un uyguladıkları şiddeti konuşuyoruz günlerdir. Şimdi de, İsmail Hacıoğlu’nun öfke nöbetleri sırasında evdeki televizyonu kırdığını öğreniyoruz. Bunun üzerine eşi boşanma davası açmış. Kim bilir daha neler yaşandı! Nasıl öfke nöbetleri geçirdi ki, gelindi bu boşanma noktasına. Bakın dört duvar arasında neler yaşandı bizi ilgilendirmez. Hele ki, karı-kocanın arasında yaşananlar bizi asla ilgilendirmez. Eşler arasında tartışma elbette olur. Fakat, sinirlenip televizyon kırmaya gelecek kadar öfkeyi kontrol edememek korkunç bir şey. Bunun bir sonraki adımı şiddet. Bunlar çoğalır. Çoğalır büyür. Kapı, duvar kırılır. Tabak, çanak atılır. Sonra vur Allah vur. İsmail Hacıoğlu’nun televizyonu kırmasına mesela ben “Şükür kadını dövmemiş. Televizyonu kırmış” dedim ama bir sonraki adım malum. Ki eşinin bundan korkarak boşanmak istemesi çok normal. Ben artık erkeklere eğitim verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Evet evet. Hatta ilkokul döneminden başlamalı. -Kadına nasıl davranmalı. -Öfke kontrolü ile nasıl başa çıkılmalı. Başlıklı iki önemli ders kesin işlenmeli. Defalarca anlatılmalı. Anneler ve babalar da bunun üzerine eğitilmeli. Çünkü artık günümüzde kendini belli etti ki, iş çığırından çıkıyor. Ünlü, ünsüz, zengin, fakir, eğitimli, eğitimsiz hiç fark etmiyor. Şiddet her yerde kol geziyor. Kadınlar güvensiz. Kadınlar kendini koruyamıyor. Ve tabii - 1633 Güncelleme - 1633 ABONE OL Lütfen erkek çocuklarınızı -Paşam. -Aslanım. -Göster amcalara pipini. -Erkek evlat üstündür Tadında cümleler kurarak sevmeyin. Onları kızlarınızdan ayırmayın. Ve kızlara nazik davranmaları gerektiğini öğretin. Ki ilk ders evde başlar. Simge’nin tatili - 1129 Güncelleme - 1633 ABONE OL Simge Sağın yaz tatillerinin bir bölümünü ailesiyle kampta geçiriyor. Çadır kuruyor, karavanda yaşıyor. Hamakta tembellik yapıyor. Tam bir Türk ailesi tatili. Biz de çocukken çok yapardık. Bizim de çadırımız vardı. Babam çadır kurar, mangal yakardı. En unutamadığım, en sevdiğim, en keyifli tatillerdi. Hem ucuz, hem keyifli, hem organik. Yani en samimisinden. Şatafattan uzak. Olması gerektiği gibi. Simge, “Ben şarkıcıyım, pop starım. Bilmem şu plajda olmam lazım. Bilmem oraya gitmem lazım” demeden kendi gerçeklerinden vazgeçmiyor. Bayılıyorum. Benim babamda hala çadır kurma enerjisi olsa. Ailem bu tatillere devam etse ben de asla bırakmazdım. Gerçekten en iyisi, en harikasını yapıyor. Çünkü gerçeklerden kopmamak, uzaklaşmamak sizi her zaman ayakta tutar sakın bunu Simge sana. Şaşaalı hayatının yanı sıra gerçek ve organik tatillerinden vazgeçemediğin için. Bodrum-Alaçatı çok pahalı değil mi? - 1632 Güncelleme - 1632 ABONE OL Sık sık okuyuculardan e-mailler ve sosyal medya üzerinden sorular alıyorum. Gelen en çok soru şu yönde “Esin Hanım Alaçatı-Bodrum çok pahalı değil mi? Biz de gitmek istiyoruz ama gidemiyoruz...” -Öncelikle her bölgenin pahalı ve ucuz yerleri vardır. Alaçatı ve Bodrum pahalı evet ama ucuz konaklama, restoran gibi yerleri de var. Popüler yerlerin dışında gayet uyguna tatil yapılabilir. Önemli olan deniz-güneş-kum ve memleketin cennet köşelerinden yerlerinde tatil geçirmekse ve oralara gitmek istiyorsanız gidin. İnanın gayet makul tatil yapabilirsiniz bu “Çok pahalı değil mi?” dediğiniz yerlerde. Gayet makul fiyatlara plajların olduğu hatta hiç para ödenmeden girilen denizlerin yer aldığı plajlar var. Önemli olan bütçenize göre bir plan yapmak. Hayatta hepimizin canını sıkacak, bizi birazcık kızdıracak olaylar başımıza gelir. Lakin bazılarımız böyle olaylar yaşadığı zaman duygularının kontrolünü yitirir. Böyle zamanlarda bambaşka biri oluruz. Zarar veren, ne söylediğini bilmeyen belki de şiddet uygulayan bir insan. İşte böyle durumlarda uygulayabileceğiniz teknikleri Öfke Kontrolü Nasıl Sağlanır başlığı altında kontrol edebilmeniz için yapmanız gereken şeylerden ilki, öfkenin arkasındaki duyguları keşfedebilmek. Ayrıca öfkeyi tetikleyen sebepleri bulabilmek. Öfke dışarı çıktığında tek bir duyguymuş gibi görünür ama genelde arkasında başka nedenler bulundururlar. Kişinin kendisine itiraf edemediği, kabullenmekten çekindiği şeyleri karşı tarafın yaptığı davranışlar ona hatırlatır ve kişi o an bir sıkışıklık yaşar. Yıllardır kabullenmek istemediği şeyi birisi ona hatırlatmıştır. Bu duygudan kaçmak için de maske olarak öfkeyi kullanır. Karşı tarafa belki sözel, belki fiziksel olarak saldırır. İşte öfkenin arkasındaki duyguya dokunmadığımız, farkında varmadığımız zaman öfkeyi kontrol etmemiz mümkün problemi yaşayan insanların bir kısmında öfkelerinin nedeni yetersizlik, aşağılanma ve değersizlik duygularına sahip olmalarıdır. Bunu yaşayan insanlar çoğunlukla bunun farkında bile değil. Karşıdaki kişinin konuşması eğer ki yetersiz hissettiriyorsa, aşağılanmış hissettiriyorsa kişi öfke tepkisini ortaya koyuyor. Bu öfke tepkisinin ortaya çıkması için çok büyük olayların meydana gelmesine gerek yok. Öfke problemi olan insanların bir çoğu çok alıngan. Söylenilen bazı fikirleri kendi kişiliklerine yapılmış bir hakaret olarak görüyorlar. O yüzden ilk adım olarak içerideki o kırgın tarafınızı keşfedebilmek. Neden yetersiz hissediyorsunuz, neden aşağılanmış hissediyorsunuz? Bunu kendinize ifade edebilirseniz daha rahat hissetmeniz mümkün problemi yaşayan insanların bir çoğu öfke haricindeki duygularını belirtirken zorlanırlar. Birinin söylediğine canımı sıkıldı, onu orada söylemez. Biri onu üzecek bir şey mi yaptı, bunu anlatmaz. Tabi içeride bir yerde bu duygular birikir. Öyle bir zamanki büyük bir öfke fırtınasına maruz kalır. O sebeple bir şey hakkında hoşnut olmadığınızda o duyguyu hissedilen şekilde ifade edebilmek önemli. Bu yapıldığında öfkeye sebep olacak duygu birikimi KontrolüBazı insanlar kendileriyle ilgili söz söylenilmesine o kadar hassaslaşmıştır ki en ufak bir olayı bile otoritesi tehdit ediliyormuş gibi algılar. Böyle olunca da normal bir tartışma durumunu öfke kontrolü olmayan kişi kendi kişiliğine yapılmış bir saldırı olarak algılıyor. Bu algılama durumu kontrol altına alındığı zaman öfkeye sebep olacak bir durum bir termometre gibi düşünün. 1 ile 10 arasında derecelerinin olduğunu kabul edelim. 1 numara en sakin halinizken, 10 numara öfkenizin gelebileceği en uç değer. Şimdi bu derece sisteminde herkesin bir kaynama noktası vardır. Bu noktada kendi kaynama noktanızı keşfetmeniz çok önemli. Çünkü eşik değerinizi geçtiğinizi bilmezseniz öfkenizi kontrol etmeniz zorlaşır. Kendinize öfke konusunda pek güvenmeyin. Bir çok insan öfkeli olduğunda yapmam dediği bir çok şeyi yapar, söylemem dediği bir çok şeyi söyler. Yaptıklarınızdan pişman olmamak için kaynama noktanıza gelirken zihninizin nasıl tepki verdiğini keşfedebilmeniz diğer önemli nokta ise sinir katsayınız yükselmeye başladığında tekrardan düşürebilmeyi bilmeniz gerektiğidir. İlk olarak sinir durumunu azaltmak adına öfkeye sebebiyet veren ortamdan uzaklaşmak gerekir. Sonrasında yapılabilecek davranış ise içinizden 20’ye kadar saymak. Bunun amacı içgüdüsel olarak, kontrolsüz bir tepki vermek yerine o an için bir düşünme payı koyabilmek. Çünkü öfke kontrolünde en önemli nokta mantıklı düşünmeyi olarak öfke anında düşünülmesi gereken en önemli soru karşınızdaki kişi gününüzü mahvetmenize değer mi, olmalı. Öfke problemi olan bir çok insan, hayatında üzüm çekirdeği kadar yer kaplamayan kişiler için günlerini, belki de aylarını mahvederler. Durmadan düşünürler, içlerini kemirir bu öfke düşünce durumu. İkincisi, öfke durumunda kazanacağım şey ne kaybedeceğim şey ne? Bu öfke işe yarayacak mı? Bunları düşünmek öfkenin sonuçlarını düşünmenizi sağlayacaktır. Bu sayede de akıllıca kararlar Kontrolü Nasıl Sağlanır adlı yazımızın sonuna geldik. Bir sonraki yazıya kadar esenle kalın. Tamamen normal, sağlıklı, insani bir duygu olan öfke, kontrolden çıktığı zaman yıkıcı olabiliyor, bireyin ve toplumun yaşam kalitesini bozabiliyor. Güney Florida Üniversitesi’nden öfke konusunda uzman psikolog Dr. Charles Spielberger; öfke, genellikle dışa vurulamayan gerçek duyguların birikimi sonucu ortaya çıkan bir patlama olduğunu söylüyor. Spielberger bu yaklaşımın bir salgın gibi en küçük sosyal birimden, ülke geneline yayılabileceğine de dikkat çekiyor. Spielberger, "Diğer duygularda olduğu gibi öfkeye de fizyolojik ve biyolojik değişiklikler eşlik eder. Öfkelendiğiniz zaman kalp atımınız ve tansiyonunuz yükselir; adrenalin ve noradrenalin gibi enerji hormonlarınız patlama yapar" diyor. Öfke dış kaynaklı olacağı gibi içsel de olabiliyor. Belirli bir insana veya olaya öfkelenebilindiği gibi kişiyi kaygılandıran özel sorunlara karşı da öfke duyabiliyor. Bu, sadece o andaki değil, geçmiş travmatik bir olay da insanlarda öfke duygusu uyandırabiliyor. Cumhuriyet gazetesinin ilavesi "Bilim Teknoloji"nin bu haftaki 11 Mayıs 2012 kapak konusu öfke kontrolü. "Öfke sizi kontrol etmeden siz öfkeyi kontrol edin!" başlığıyla yayımlanan haberi Reyhan Oksay derledi. İşte öfkeyi kontrol edebilmenin 7 yolu. Öfke kontrol yöntemleri Amerikan Psikoloji Derneği’nden Dr. Spielberger, öfkeyi neyin tetiklediğini araştırıp bu tetikleyicilerin tekrar sizi etkilememesi için stratejiler geliştirilmesini öneriyor Spielberger, herkesin günlük yaşamında uygulayabileceği bu basit stratejileri şöyle özetliyor 1 Rahatlama ve farkındalık oluşturma Derin bir soluk ve rahatlatan bir görüntü gibi basit rahatlama araçları öfke duygusunu yatıştırabilir. Uzakdoğu felsefelerinde geniş bir yer tutan rahatlama teknikleri oldukça yararlıdır. Ancak ikili ilişkilerde her iki tarafın da bu konuda eğitilmesinde fayda vardır. Bu hedefe yönelik atılacak basit adımlar şöyledir - Diyaframdan derin bir soluk alın; göğüsten alınan soluk sizi rahatlatmaz. Soluğunuzun karından geldiğini hayal edin. - “Rahatla”, “aldırma” gibi, yavaşça, sakinleştirici ve yatıştırıcı sözcükleri tekrarlayın. Bu arada derin soluklar almaya devam edin. - Hayal gücünüzü kullanın; sizi rahatlatan bir deneyiminizi anımsayın. - Yoga gibi stres içermeyen egzersizler, kaslarınızı gevşetir ve sizi yatıştırır. Bu teknikleri gün boyu tekrarlayın. Bunlar stresli ortamlarda otomatik olarak uygulayacak hale gelsin. 2 Bilişsel yapılandırma Bu strateji yalın olarak düşünme şeklini değiştirmek anlamına gelir. Öfkeli insanlar küfür ederler, içlerinden geçen duyguları yansıtan kaba sözcükler kullanırlar. İnsanlar öfkeli olduğu zaman düşünceler abartılır ve dramatik bir hal alır. Bu duyguların yerini daha rasyonel duyguların alması için gayret sarf edin. Örneğin, “Eyvah! Her şey mahvoldu”, “felaket” “rezalet” gibi yorumlarda bulunmak yerine “Bu durum beni bunalıma sürüklüyor; beni altüst ediyor. Ancak bu dünyanın sonu değil. Öfkelenerek ben bu durumdan çıkamam” diyerek kendinize telkinde bulunun. Ayrıca kendinizle veya yabancılarla konuşurken “asla” veya “daima” gibi sözcükleri dikkatli kullanın. “Sen zaten benim söylediklerimi daima kulak arkası ediyorsun”, “Bu aptal makine hiçbir zaman çalışmaz” gibi yorumlardan kaçının. Çünkü bunlar doğru olmadıkları gibi sorunun çözümüne katkı sağlamazlar. Kaldı ki bu sözcüklerin muhatabı olan kişi kendisini aşağılanmış veya dışlanmış gibi hissedeceği için yardım edeceği varsa bile etmez. Burada unutmamanız gereken en önemli şey, öfkenin çözüm üretmeyeceği ve kendinizi rahatlatmayacağıdır tam tersi kendinizi daha kötü hissetmenize yol açar. Mantık öfkeyi yener, çünkü öfke, haklı bir tepki olduğunuza inandığınız durumlarda bile, çok kısa bir süre içinde mantık dışına çıkar. Olabildiğince mantıklı olmaya çalışın. Öfkeli insanlar adalet, övgü beklerler; işlerin kendi istedikleri gibi yürümesini arzu ederler. Bunlar olmadığı zaman büyük bir hayal kırıklığı yaşarlar. Ve bu hayal kırıklığı giderek öfkeye dönüşür. Bilişsel yapılanmanın bir parçası olarak, öfkeyle baş etmenin ilk adımlarından biri öfkeli olduğunuzun farkında olmaktır. Öfkenin ilk işaretlerini tespit edebilirseniz, ileri aşamalara geçmeden kendinizi frenleyebilirsiniz. Düzenli olarak vücudunuzda fiziksel belirtilerin bulunup bulunmadığını –Dişlerinizi veya yumruklarınızı sıkıyor musunuz? Midenize kramplar giriyor mu? Yutkunma zorluğu çekiyor musunuz? Dudaklarınızı ısırıyor, kaşınmadığı halde sürekli olarak aynı bölgeyi kaşıyor musunuz?- kontrol edin. Herkes sinirlendiği veya öfkelendiği zaman ne gibi belirtiler sergilediğini keşfedebilir. Öfkenizin gerçek nedenini keşfetmeye çalışın. Pek çok insan acı veren veya korku uyandıran duyguları öfke maskesinin ardında gizler. Umutsuz, korkak, çaresiz, suçlu, yitik, terk edilmiş gibi hissetmektense, öfke ile salgılanan adrenalinden kaynaklanan güçlülük hissi insanlara daha iyi gelebilir. 3 Sorun yaratmayın; sorun çözün Bazen öfke ve bunalım, hayatımızda kaçamadığımız bazı sorunlardan kaynaklanıyor olabilir. Öfke nöbetlerinin tümü yanlış hedefe yöneltilmiş olmayabilir; sorunlar karşısında gösterilen son derece sağlıklı, doğal tepkiler olabilir. Her sorunun bir çözümü olduğu yönündeki yanlış yönlendirmenin sonucunda çözümsüz durumlarda bunalıma girebilirsiniz. Bu gibi çözümsüz durumlarda çözüme odaklanmak yerine, sorun ile nasıl baş edeceğimiz ve en az zararı görecek şekilde nasıl bir strateji belirlememiz gerektiğine odaklanmalıyız. Böylece sorun çözülmemiş olsa bile daha sabırlı olmayı öğrenebilirsiniz. 4 Soğukkanlı ve sakin bir iletişim kurun Öfkeli insanlar hemen sonuca odaklanıp, eyleme geçme eğilimindedir. Ne var ki bu sonuçların bazıları doğru olmayabilir. Çok ateşli bir tartışmanın içindeyseniz, önce sakin olmaya çalışıp tepkilerinizi denetim altına alın. Aklınıza gelen ilk şeyi dile getirmeyin. Diğerlerinin söylediklerini dikkatlice dinleyip öyle cevap verin. Eleştiri karşısında savunmaya geçmeniz normaldir. Ancak savunma saldırı haline dönüşmemeli. Önce muhatabınızın eleştirilerini açıklamasına izin verin, hatta sorular sorun, ancak öfkenizin tartışmayı rayından çıkartmasına izin vermeyin. Sakin kaldığınız sürece iletişim daha yapıcı bir yola girecektir. 5 Mizaha yer verin “Aptalca espriler” öfkeyi pek çok açıdan yatıştırır. Öncelikle daha dengeli bir perspektif kazanmanıza yol açar. Örneğin birlikte çalıştığınız kişiye öfkelendiniz. Onu tek hücreli bir yaşam formu olarak düşünebilirsiniz. Espri yapmak, stresli bir ortamdaki gerginliği azaltabilir. Dr. Deffenbacher, esprili bir yaklaşım sergilerken de, alaycı olmamaya, kırıcı espriler yapmamaya gayret edilmesi gerektiğini söylüyor. Deffenbacher, kendisini aşırı ciddiye alan insanların her koşulda haklı olduklarına inandıklarını ve bu nedenle planlarının bozulmasına tahammül edemediklerini belirtiyor. Öfke ciddi bir duygudur, ancak öfkeye eşlik eden duygular, sonradan düşünüldüğünde sizi güldürecek kadar gayri ciddi olabilir. 6 Çevrenizi değiştirin Bazı durumlarda insanları içinde bulunduğu ortam öfkelendirebilir. Sırtınıza yüklenen sorunlar ve sorumluluklar sizde kapana kıstırılmış duygusu uyandırabilir. Bu gibi durumlarda kendinize mola verin. Stres yüklü anlarda, kişisel kaçış planları yapın. Örneğin işten eve dönen bir anne, “Evde yangın çıkmadıkça kimse benimle 15 dakika konuşmasın” diyerek kendisine soluk alacak bir zaman yaratabilir. Bu 15 dakikanın sonunda çocuklarının taleplerini daha büyük bir sabırla karşılık verebilir. 7 Kendinizi rahatlatmanın diğer yolları Zamanlama Tartışmaların kavgaya dönüşmeyeceği zamanlarda tartışmaya girin. Özellikle yorgun olduğunuz zamanlarda tartışmalardan uzak durun. Göz ardı etme Çocuğunuzun odasının dağınıklığı sizi öfkelendiriyorsa kapısını kapatın. Sizi kızdıran olaylardan ve nesnelerden uzak durun. “Çocuğum nasılsa bir gün odasını toplar ve ben de sinirlenmem” diye düşünmeyin. Hedefiniz bu olmamalı; hedefiniz sükûnetinizi korumak olmalı. Alternatifler oluşturmak İşe gidip gelirken trafikten rahatsız oluyorsanız farklı yolları deneyin. Kısaca sizi öfkelendirmeyecek yeni seçenekler yaratın. Öfkenin ifade ediliş şekilleri Öfkenin doğal dışavurumu şiddetli bir tepki şeklindedir. Öfke, aslında tehditlere karşı doğal bir uyum tepkisidir. Saldırıya uğradığımız zaman mücadele etmemizi ve kendimizi savunmamızı sağlayan güçlü, çoğunlukla saldırgan bir duygudur. Dolayısıyla hayatta kalmamız için yaşamsal bir önemi vardır. Diğer taraftan bizleri sinirlendiren, kızdıran herkese ve her şeye fiziksel olarak saldıramayız Yasalar, sosyal normlar ve sağduyu fren vazifesi görür. İfade edilmeyen öfke başka sorunlara gebedir. Pasif-agresif davranışlar öfkeli kişi kızdığı insanla yüzleşmek yerine, dolaylı yollardan acısını çıkartır gibi hastalıklı tepkilere yol açabilir. Veya sürekli alaycı ve düşmanca duygularla beslenen kişilik bozukluklarına yol açar. Devamlı olarak yanındakileri aşağılayan, eleştiren, alaycı yorumlar yapanlar genellikle öfkelerini yapıcı bir şekilde ifade etmeyi öğrenememiş insanlardır. Bu tür insanların sağlıklı ve uzun süreli ilişkiler kurabildiğini de söyleyemeyiz. Bazı insanlar niçin daha öfkeli? Colorado Eyalet Üniversitesi’nden psikolog Dr. Jerry Deffenbacher, bazı insanların ortalama bir insana göre daha çabuk öfkeye kapıldıklarını ve öfkelerini daha yoğun yaşadıklarını belirtiyor. Deffenbacher ayrıca öfkelerini sesli olarak dışa vurmadıkları halde kronik olarak sinirli olarak tanımlanan kişilerin bu gruba girdiğine işaret ediyor. Diğer taraftan aslında öfkelendikleri halde, bir köşeye çekilip, somurtmayı tercih edebilen insanlar da var. Çabucak öfkelenen insanların çoğunun, psikologların tanımı ile, engellenmeye karşı toleransları düşük olur. Başka bir deyişle, bu insanlar yapmak istediklerinin engellenmesine, set çekilmesine ve sorunlarla karşılaşmaya tahammül edemezler. Dahası haksızlığa uğradıklarını düşündükleri için öfkeleri daha da büyür. Örneğin küçük bir hatadan dolayı eleştirildiklerinde karşılarındakini şaşırtacak kadar büyük bir tepki gösterirler. Bu insanların bu kadar büyük bir öfkeye kapılmalarının nedenleri genetik veya fizyolojik kökenli olabilir. Bazı çocukların doğuştan daha sinirli, daha alıngan ve daha öfkeli oldukları yönünde bulgular söz konusu. Bir diğer neden de sosyokültürel kaynaklıdır. Öfke genellikle olumsuz bir duygu olarak algılandığı için kaygı, depresyon veya diğer duygular gibi açıkça ifade edilmesi doğru karşılanmaz; kaldı ki küçük yaşta bu duygunun kontrol altında tutulmasının daha doğru olduğu öğretilir. Sonuç olarak çocuk, öfkesi ile nasıl başa çıkacağını öğrenemez. Bu konudaki araştırmalar ayrıca aile yapısının da bu konudaki önemini gösteriyor. Çok çabuk öfkelenen insanların şiddet içeren, sevgisiz, kaotik, duygusal iletişimin çok zayıf olduğu ailelerden geldiği düşünülüyor. Saldırganlığı frenlemek için Öfkelenmek ve diğer insanlardan rahatsızlık duymak her insanın gün içinde bir çok kereler yaşadığı duygulardır, ancak kimse toplu taşıma araçlarında kendisini sıkıştırdığı için veya işyerinde eleştirildiği için öfkelendiği kişiyi dövmeye veya öldürmeye kalkışmaz. Buna engel olan özdenetimdir. Son araştırmalar özdenetimin egzersiz ile zayıflatılabileceğini veya güçlendirilebileceğini gösteriyor. Kriminologlar ve sosyologlar uzun zamandır özdenetimi zayıf olan insanların fırsat buldukları anda suç işleyebileceklerine dikkat çekiyor. “Bu bir dürtü” diye konuşan Güney Galler Üniversitesi’nden psikolog Thomas F. Denson, “Son yaptığımız çalışmalar özdenetim ve saldırganlık arasında çok sıkı bağlar olduğunu gösteriyor diyor. Kentucky Üniversitesi’nden DeWall ve Northwestern Üniversitesi’nden Eli J. Finkel, insanlarda özdenetimi azaltan deneyler gerçekleştirdiler. Birinde, deneklerin önüne koydukları tabağın içindeki kurabiyeleri yememelerini tembih ettiler. Bir süre kendilerini frenleyen deneklerin, daha saldırgan bir tavır ile kurabiyelere saldırdıklarını tespit ettiler. Deneklerin özdenetimleri bu şekilde zayıflatıldıktan sonra, çevreden gelen herhangi olumsuz bir geribildirim karşısında daha saldırgan bir tepki verdikleri izlendi. Özdenetim güçlendirilebiliyor Diğer taraftan piyano egzersizleri gibi özdenetimin de egzersiz yoluyla güçlendirilebileceği fikri kabul görmeye başlandı. Denson, deneylerinden birinde, deneklerinden genel olarak başat olmayan ellerini iki hafta boyunca daha sık kullanmalarını istedi. Başka bir deyişle sağ ellerini kullanan deneklere sol ellerini kullanmalarını söyleyen Denson, “Deneklere mouse kullanmak, kahve karıştırmak, kapı açmak gibi sorun yaratmayacak işlerde sol ellerini kullandırdık. Böylece başat ellerini kullanma alışkanlıklarından vazgeçmek için özdenetimlerini güçlendirmek zorunda kaldılar” diye konuşuyor. İki hafta sonra özdenetimleri az da olsa güçlenen deneklerin saldırganlık dürtülerini daha iyi kontrol ettikleri görüldü. Bir diğer deneyde ise aynı denekler başka bir öğrencinin hakaretlerine -hafif ölçekte- maruz bırakıldılar. Özdenetimlerini güçlendiren deneklerin hakaretlere çok fazla tepki vermediği izlendi. Kaynaklar Mobing, görev tanımlarının net olmaması, aynı işi yaptığınız halde bir başkasının sizden daha çok para kazanması, yöneticinizin sizi sürekli eleştirmesi ya da adil olmayan bir iş dağılımı… İş hayatında yaşanan pek çok sıkıntı nedeniyle kişilere ya da durumlara öfke duymanız son derece normal ve doğal. Ancak bu duyguyu dışa vuruş şekliniz yanlışsa, öfkenizi kontrol etmekte zorlanıyorsanız ve de haklıyken haksız duruma düşüyorsanız öfkenizi kontrol etmekte sorun yaşıyorsunuz demektir. Peki, öfke kontrolü için ne yapmanız gerekiyor? Doğru ifade edildiğinde son derece doğal ve sağlıklı bir duygu olan öfke, kontrol edilemediğinde hem kişiye hem de çevresine birçok açıdan zarar veriyor. Sık yaşanan ve de yanlış bir biçimde dışa vurulabilen bir öfke, kişinin itibarına zarar verebiliyor, iş ilişkilerini yok edebiliyor, karşısına çıkan fırsatları sınırlayabiliyor ve hatta sağlığına zarar verebiliyor. Monster yazarlarından Cheri Swales işyerinde kontrol edilemeyen öfkenin sadece organizasyon için zararlı olmadığını aynı zamanda çalışanda da kronik anksiyete, depresyon, yüksek tansiyon ve kalp hastalığı gibi ciddi sağlık problemlerine neden olabileceğini belirtiyor. Swales, öfkesini yapıcı bir şekilde ele alan çalışanların huzurunun arttığını vurguluyor ve çalışanlara öfke kontrolü için hangi adımları atmaları gerektiğini söylüyor. Çalışanlar neden sinirlenir? Çalışanların iş hayatında öfkelendiren pek çok neden yer alıyor. Çalışanların en çok öfkelendiği durumlar ise şöyle sıralanıyor -Çalışanlara bekledikleri terfinin yapılmaması/verilen sözlerin yerine getirilmemesi durumunda, -Yöneticileri tarafından kendilerine verilen hedeflerin sürekli değişmesi durumunda, bu hedeflerin ulaşılması imkansız olması durumunda ve bu hedefe ulaşamadıklarında, -Mikro yöneticilik anlayışına aşırı detaycı veya müdahaleci yönetim anlayışı sahip bir yöneticileri olduğunda ve onlar tarafından sık sık eleştirildiklerinde, -Çalışan kendisini yöneticisinden daha nitelikli ve yetenekli hissettiğinde, -Aynı işi yapan bir başka çalışan daha fazla para kazandığında vb… Öfke bazen de dış kaynaklı olabilir. Boşanma, aile fertlerinden birinin ölümü, mali baskı ve sağlık problemi gibi çalışanların özel hayatında yaşadığı sorunlar kimi zaman strese ve öfkeye neden olabilir. Bu tür zamanlarda ise çalışanlar bu problemlerini işlerine yansıtabilir. Öfkeyi kontrolü nasıl yapılır? Çok öfkelendiğiniz bir durumla karşı karşıya geldiğinizde ne yapmanız gerekir? Managing Anger in the Workplace kitabının yazarı Donald Gibson, öfke kontrolü için atılması gereken adımları şu şekilde sıralıyor -Öfke duygusundan mümkün olduğunca kaçının. Ancak bunu içinizden geçen duyguları bastırmak amacıyla değil, bakış açınızı değiştirmek için yapın. -Öfkelendiğinizde nedenini düşünün ve bu öfkenizin gerçekten mantıklı olup olmadığını belirleyin. -Sağlıklı yaşamaya dikkat edin. Sağlıklı yaşamaya başladığınızda olaylara karşı vereceğiniz tepki de değişir. Bu nedenle egzersiz yapmayı ve düzenli uyumayı ihmal etmeyin. -Hayatta birçok durum kontrolünüz dışında gelişir. Kızgın olduğunuz anlarda kendinize, “Bu kızgınlığa sebep olan her şeyi çözebilir miyim?” sorusunu sorun. Eğer çözemiyorsanız yönetemeyeceğiniz durumlarla ilgili öfkelenmeyi bırakın. Çok öfkelendiğinizde ise; – Birkaç defa derin nefes alıp verin. -İçinizden sizi sakinleştirecek “rahatla”, “sakin ol” gibi kelimeleri tekrarlayarak sakinleşmeye çalışın. -Sakinleşmeniz için içinizden yavaşça 10’a kadar sayın. -Fikirleriyle örnek aldığınız, beğendiğiniz bir kişiyi aklınıza getirin ve “O bu durumun altından nasıl kalkardı?” diye düşünün. -Gerginliğinizi atmak için gözlerinizi kapatın ve kaslarınızı gevşetin. -En sevdiğiniz müziği ya da sizi sakinleştirecek bir müziği dinleyin.

öfke kontrolü olmayan birine nasıl davranmalı