💃 Satirik Şiir Örnekleri 2 Kıta

Fpx7OC. Doğa güzelliklerini, kır ve doğa sevgisini, manzarasını, köy ve çoban hayatını anlatan şiirlere pastoral şiir denir. Bu şiirlerde doğaya karşı bir özlem söz konusudur. Amaç, kır, çoban hayatı ve tabiat güzelliklerini sevdirmektir. Pastoral şiirlerde süsten, imgeden, edebi sanatlardan uzak bir dil ve anlatım hâkimdir. Bu şiirlere çoban şiiri de bukolik şiir denilir. Pastoral şiirinin kurucusu eski Yunan edebiyatında Theokritos'tur. Latin edebiyatından Vergilius da pastoral şiirle ilgili önemli örnekler ortaya koymuştur. Türk edebiyatında pastoral şiire güzel örnekler verilmiştir. Abdulhak Hamit Tarhan'ın ünlü eseri "Sahra" edebiyatımızda ilk pastoral şiir olarak kabul edilir. Faruk Nafiz Çamlıbel'in "Çoban Çeşmesi", Kemalettin Kamu'nun "Bingöl Çobanları" eserleri pastoral şiire güzel birer örnek oluşturur. Cumhuriyet Döneminde köye yönelişle beraber bu vadide birçok şiir yazılmıştır. Batı edebiyatında bir çobanın kır hayatını bizzat ağzından yazıp betimlemesine idil; çobanların karşılıklı konuşmalarıyla oluşturulan ve aşk, kır hayatı üzerine duygu ve düşünceleri içeren şiirlere de eglog denir. Pastoral Şiir Örnekleri Örnek 1 BİNGÖL ÇOBANLARI Daha deniz görmemiş bir çoban çocuğuyum. Bu dağların eskiden aşinasıdır soyum. Bekçileri gibiyiz ebanced buraların, Bu tenha derelerin, bu vahşi kayaların Görmediği gün yoktur sürü peşinde bizi Her gün aynı pınardan doldurup testimizi Kırlara açılırız çıngıraklarımızla. Okuma yok, yazma yok, bilmeyiz eski yeni, Kuzular bize söyler yılların geçtiğini, Arzu, başlarımızdan yıldızlar gibi yüksek; Önümüzde bir sürü, yanımızda bir köpek, Dolaştırıp dururuz aynı daüssılayı. Her adım uyandırır acı bir hatırayı. Anam bir yaz gecesi doğurmuş beni burda, Bu çamlıkta söylemiş son sözlerini babam; Şu karşıki bayırda verdim kuzuyu kurda, "Suna"mın başka köye gelin gittiği akşam, Gün biter, sürü yatar ve sararsan bir ayla, Çoban hicranlarını basar bağrına yayla. Kuru bir yaprak gibi kalbini eline al, Diye hıçkırır kaval Bir çoban parçasısın, olmasan bile koyun, Daima eğeceksin başkalarına boyun; Hülyana karışmasın ne şehir, ne de çarşı, Yamaçlarda her akşam batan güneşe karşı Uçan kuşları düşün, geçen kervanları an, Mademki kara bahtın adını koydu çoban! Nasıl yaşadığından, ne içip yediğinden, Çıngırak seslerinin dağlara dediğinden Anlattı uzun uzun. Şehrin uğultusundan usanmış ruhumuzun Nadir duyabildiği taze bir heyecanla, Karıştım o gün bugün bu zavallı çobanla Bingöl yaylalarının mavi dumanlarına, Gönlümü yayla yaptım Bingöl çobanlarına. Kemalettin Kamu Açıklama Türk edebiyatında pastoral şiir denilince aklımıza gelen ilk eser "Bingöl Çobanları" şiiridir. Şiirin adeta her dizesi çoban ve kır hayatını dile getirmektedir. Şiirde çobanların belirgin özellikleri dile getirilmiş çobanların doğal hayatı anlatılmış ve yer yer oldukça güzel doğa betimlemesi yapılmıştır. "Çoban, dağ, dere, kaya, pınar, kır, sürü, yıldız, köpek, kuzu, yayla, kaval, koyun" sözcüklerinin şiirde çokça geçmesi şiirin pastoral şiir olduğunun kanıtıdır. Örnek 2ÇOBAN ÇEŞMESİDerinden derine ırmaklar ağlar, Uzaktan uzağa çoban çeşmesi, Ey suyun sesinden anlayan bağlar, Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi. "Göynünü Şirin'in aşkı sarınca Yol almış hayatın ufuklarınca, O hızla dağları Ferhat yarınca Başlamış akmağa çoban çeşmesi..." O zaman başından aşkındı derdi, Mermeri oyardı, taşı delerdi. Kaç yanık yolcuya soğuk su verdi. Değdi kaç dudağa çoban çeşmesi. Leyla gelin oldu, Mecnun mezarda, Bir susuz yolcu yok şimdi dağlarda, Ateşten kızaran bir gül arar da,Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi. ... Faruk Nafiz Çamlıbel Açıklama Doğa güzelliklerini, kır ve doğa sevgisini, manzarasını, köy ve çoban hayatını anlatan şiirlere pastoral şiir denir. Bu şiirlerde doğaya karşı bir özlem söz konusudur. "Çoban Çeşmesi" şiiri de Türk edebiyatında bu manada yazılmış çok önemli bir eserdir. "Çeşme, su, bağ, dağ, mermer, gül, ateş" sözcükleri hep kır ve çoban hayatıyla ilgili kavramlardır. Şiirdeki bu kavramlardan da şiirin pastoral bir şiir olduğu ortaya çıkmaktadır. Örnek 3 Tam otların sarardığı zamanlar Yere yüzükoyun uzanıyorum Toprakta bir telaş, bir telaş Karıncalar öteden beri Necatigil Açıklama Kır, çoban hayatı ve tabiat güzelliklerini sevdirmenin amaçlandığı pastoral şiirlerde süsten, imgeden, edebi sanatlardan uzak bir anlatım hâkimdir. "Ot, toprak, karınca" şiirdeki önemli ipuçlarıdır. Dörtlükteki doğa sevgisi de şiirin pastoral şiir olduğunu teyit etmektedir. Örnek 4 Sonbahar geliyor serçe Yuvanı ne yapacaksın? Ayva çiçek açmadan önce. Meyvelerin içi geçecek Rüzgâr başka çeşit esecek Yağmurlarla ıslanacaksın. Cahit Külebi Açıklama Doğa güzelliklerini, kır ve doğa sevgisini, manzarasını, köy ve çoban hayatını anlatan şiirlere pastoral şiir denir, demiştik. Yukarıdaki şiirde de doğa sevgisi ön plandadır. "Serçe, yuva, çiçek, meyve, yağmur" hep doğayla ilgili kavramlardır. Bütün bunlar şiirin pastoral şiir olduğunun kanıtlarıdır. Örnek 5Gümüş bir dumanla kapandı her yerYer ve gök bu akşam yayla dumanıSürüler, çeşmeler, sarıçiçeklerBeyaz kar, yeşil çam, yayla dumanı Ömer Bedrettin Uşaklı Açıklama Cumhuriyet Dönemiyle birlikte köye yöneliş başlar. Ömer Bedrettin Uşaklı bu konuda ön plana çıkan şairlerden biridir. Yukarıdaki dörtlükte geçen "yayla, sürü, çeşme, sarıçiçek, kar, yeşil çam, duman" sözcükleri hep doğayla ilgili kavramlardır. Öyleyse bu şiir, pastoral şiir türüne girmektedir. Örnek 6 Havalar güzel gidiyor Sen de çiçek açtın erkenden Küçük zerdali ağacım, Aklın ermeden. Cahit Külebi Açıklama Pastoral şiirlerde doğaya karşı bir özlem söz konusudur. Amaç, kır, çoban hayatı ve tabiat güzelliklerini sevdirmektir. Süsten, imgeden, edebi sanatlardan uzak bir dil ve anlatım hâkimdir bu şiirlerde. Cahit Külebi de bu şiirinde doğaya karşı bir muhabbeti dile getirmektedir. Yine şiirde geçen "hava, çiçek, zerdali ağacı" kavramları da şiirin pastoral şiir olduğunu ortaya koymaktadır. Örnek 7 Güneş ufkun kenarından Yavaş yavaş yükseliyor Köyün yüce dağlarından Serin nefesler geliyor Orhan Seyfi Orhon Açıklama Pastoral şiirlerde süsten, imgeden, edebi sanatlardan uzak bir dil ve anlatım hâkimdir. Orhan Seyfi de yukarıdaki dörtlükte doğa sevgisini dile getirmekte köy ve dağlarının havasını övmektedir. Bu şiirlerde zaten amaçlanan da budur. Dolayısıyla şiir için pastoral şiirdir, diyebiliriz. Ayrıca bakınız MisafirZiyaretçi 1 Kasım 2010 Mesaj 1 Satirik şiir nedir ,örnekler verir misiniz? EN İYİ CEVABI OneNight verdi Satirik şiir eleştirici ve yargılayan anlatımı olan şiirlerdir. Örnek-1 *Pek rengine aldanma felek eski felektir *Zira feleğin meşreb-i nâ-sâzı dönektir *Ya bister-i kemhâda , yâ virânede can ver *Çün bay ü gedâ hâke beraber girecektir *Allaha sığın şahs-ı halimin gazabından *Zira yumuşak huylu atın çiftesi pektir *Yaktı nice canlar o nezaketle tebessüm *Şirin dahi kasdetmesi cana gülerektir *Bed asla necabet mi verir hiç üniforma *Zerdüz palan ursan eşek yine eşektir *Bed mâye olan anlaşılır meclis-i meyde *İşret , güher-i âdemi temyize mihenktir *Nush ile yola gelmeyeni etmeli tektir *Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir *Nâdânlar eder sohbet-i nâdânla telezzüz *Divânelerin hemdemi divâane gerektir *Aff ile mübeşşer midir eshâb-ı meratip *Kanun-i ceza âcize mi hâs demektir *Milyonla çalan mesned-i izzetde serefrâz *Bir kaç kuruşu mürtekibin câyı kürektir *İman ile din , akçadır erbâb-ı gınâda *Namus ü hamiyyet sözü kaldı fukarada Ziya Paşa Örnek-2 *Benim bu gidişe aklım ermiyor *Fukara halini kimse sormuyor *Padişah sikkesi selam vermiyor *Kefensiz kalacak ölümüz bizimBakınız > Satirik şiir nedir? Son düzenleyen perlina; 18 Aralık 2016 1959 MisafirZiyaretçi 2 Ocak 2012 Mesaj 2 Bir arzuhal yazsan makama varsan Ağlasan derdini davanı sorsan Ağır hasta olsan hekime varsan Yarana bir ilaç sürmez parasız. Yahya Kemal BEYATLI Satirik şiir eleştirici bir anlatımı olan şiirlerdir. Bir kişi, olay veya durum iğneleyici sözlerle, alaylı ifadelerle eleştirilir. Bunlarda Didaktik şiir özellikleri de görüldüğünden, Didaktik şiirler içinde de incelenebilir. Ancak açık bir eleştiri olduğundan ayrı bir sınıfa alınması daha doğrudur. Bu tür şiirlere Divan Edebiyatında Hiciv, Halk Edebiyatında Taşlama, Yeni Edebiyatımızda ise yergi adı verilir. Edebiyatımızda Nef'i, Seyrani, Ziya Paşa, Neyzen Tevfik, Orhan Veli Kanık bu tür şiir örnekleri vermişlerdir. Aşağıda satirik şiir örneği görülüyor. Bir arzuhal yazsan makama varsan Ağlasan derdini davanı sorsan Ağır hasta olsan hekime varsan Yarana bir ilaç sürmez parasız. Yahya Kemal BEYATLI Son düzenleyen perlina; 18 Aralık 2016 2000 Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir. Satirik şiir eleştirici ve yargılayan anlatımı olan şiirlerdir. Örnek-1 *Pek rengine aldanma felek eski felektir *Zira feleğin meşreb-i nâ-sâzı dönektir *Ya bister-i kemhâda , yâ virânede can ver *Çün bay ü gedâ hâke beraber girecektir *Allaha sığın şahs-ı halimin gazabından *Zira yumuşak huylu atın çiftesi pektir *Yaktı nice canlar o nezaketle tebessüm *Şirin dahi kasdetmesi cana gülerektir *Bed asla necabet mi verir hiç üniforma *Zerdüz palan ursan eşek yine eşektir *Bed mâye olan anlaşılır meclis-i meyde *İşret , güher-i âdemi temyize mihenktir *Nush ile yola gelmeyeni etmeli tektir *Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir *Nâdânlar eder sohbet-i nâdânla telezzüz *Divânelerin hemdemi divâane gerektir *Aff ile mübeşşer midir eshâb-ı meratip *Kanun-i ceza âcize mi hâs demektir *Milyonla çalan mesned-i izzetde serefrâz *Bir kaç kuruşu mürtekibin câyı kürektir *İman ile din , akçadır erbâb-ı gınâda *Namus ü hamiyyet sözü kaldı fukarada Ziya Paşa Örnek-2 *Benim bu gidişe aklım ermiyor *Fukara halini kimse sormuyor *Padişah sikkesi selam vermiyor *Kefensiz kalacak ölümüz bizimBakınız > Satirik şiir nedir? Son düzenleyen perlina; 18 Aralık 2016 2004 Edebi yönden bakıldığı zaman şiirin bir kolu olarak satirik şiir öne çıkıyor. Herhangi bir kişi, olay ya da durum iğneleyici sözler üzerinden şiir kurulumu eşliğinde alaylı biçimde ifade edilir. Bu durum belli başlı bazı kurallara bağlı olarak gerçekleşir. Aynı zamanda bu yöntem içerisinde didaktik uygulamalar da bulunmaktadır. Eğlenceli yönüyle sevilen şiir türleri arasında gelir. Satirik Şiir Nedir, Özellikleri Nelerdir? Çevredeki nesnelerin ya da bireylerin gülünç taraflarını ele alarak onları yeren ve kötüleyen şiirlere satirik şiir denir. Bütün bu tanımına rağmen genel olarak herhangi bir konu hakkında bilgi vermeyi ve durumu anlatmayı amaçlayan bir özelliği de bulunmaktadır. Divan edebiyatında, hiciv’ olarak bilinirken halk arasında, taşlama’ şeklinde değerlendirilmektedir. Aynı zamanda yeni Türk edebiyatı üzerinden bakıldığı zaman, yergi’ anlamına geldiğini söylemek mümkündür. Bu konuda Türk edebiyatında pek çok önemli satirik Şair bulunduğunu Dile getirmek gerekir. Cahit Sıtkı Tarancı, Pir Sultan Abdal ve Tevfik Fikret ile beraber daha pek çok isim söylenebilir. Örnekler ile Kısaca Satirik Şiirler Konu Anlatımı Genel olarak bir olay ya da olgu ve kişi ile nesnenin üzerinden onun alaycı yanını ele alarak kötülemek ya da yermek şeklinde ifade edilebilir. Bu konuda Türk edebiyatında yer etmiş önemli şairlerin satirik şiirleri ele almak, konuyu çok daha iyi tanıma imkanı sağlar. Söylersin de söz içinde şaşmazsın, Helali haramı yersin seçmezsin, Nasibin kesilir de sular içmezsin, Akar çaylar senin olsa ne fayda, Pir Sultan Abdal Bir başka örnek vermek gerekirse; Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı can feza sizin, Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin, Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malını, Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini, Bütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balını, Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini, Tevfik Fikret Bu şekilde daha pek çok farklı örnek vermek mümkündür. Şiir örneklerinde de anlaşıldığı üzere Herhangi bir durum karşısında şairlerin imalı biçimde olayı alaya almasıdır. Aslında şairler diğer bir yandan insanlara toplum içerisindeki ayrımcılığı ve haksızlığı en estetik biçimde anlatmaktadır. O yüzden günümüzde satirik şiir en çok beğenilen şiir türleri arasında yer almaktadır. Konu Şiir Türleri, Epik Şiir, Lirik Şiir, Pastoral Şiir, Didaktik Şiir, Satirik Şiir, Dramatik Şiir Epik Şiir Lirik Şiir Pastoral Şiir Didaktik Öğretici Şiir Satirik Şiir Dramatik Şiir Satirik Şiir, Satirik Şiir Örnekleri, Satirik Şiir Özellikleri Dünya edebiyatında ilk örnekleri Eski Yunan edebiyatı ve Latin edebiyatında görülen satirik şiir, Halk edebiyatındaki taşlama, Divan edebiyatındaki hiciv, günümüz edebiyatındaki de yerginin karşılığıdır. Kişilerin ya da toplumun kusurlarını, aksaklıklarını alaylı bir dille anlatan şiirlerdir. Satirik Şiir Örneği Han-ı Yağma Yiyin, efendiler, yiyin, bu can katan masa sizin; Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin! Verir zavallı memleket, verir ne varsaimalını, Vücudunu, hayatını, ümidini, hayâlini; Bütün gönül sevincini, olanca rahat hâlini; Hemen yutun, düşünmeyin haramını helâlini,.. Yiyin efendiler, yiyin, bu yerde bu İştihâ sizin; . Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin! Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın gider ayak! Yarın bakarsınız söner bugün çatırdayan ocak. Bugün ki mideler diri, bugün ki çorbalar sıcak. Atıştırın, tıkıştırın kapış kapış, çanak çanak… Tevfik Fikret En eski edebiyat türlerinden olan şiir; Batı ede­biyatında eski Yunan edebiyatından ve Latin edebiyatından alınan klasik sınıflamaya uyularak altı türde incele­nir. Bu şiir türleri Lirik şiir İçten gelen heyecanları coşkulu bir dille anlatan duygusal şiirlerdir. Gurbet, özlem, ayrılık, hasret, aşk gibi temalar işlenir. Epik şiir Savaş, kahramanlık, yiğitlik ve yurt sevgisi konularını işleyen ya da tarihî bir olayı coşkulu bir anlatımla işleyen şiirlere denir. Satirik şiir Toplum hayatındaki bozuklukları, düzensizlikleri; insan hayatındaki zaafları, kişilerin beğenilmeyen ve istenmeyen yönlerini eleştirmek amacıyla yazılan şiirlerdir. Pastoral şiir Doğa güzelliklerini, orman, yayla, dağ, köy ve çoban yaşamını dile getiren ve bunlara karşı duyulan özlemleri anlatan şiir türüdür. Didaktik şiir Belli bir düşünceyi aşılamak ya da belli bir konuda öğüt, bilgi vermek, ahlaki bir ders çıkarmak amacıyla öğretici nitelikte yazılan şiirlerdir. Şiir Bilgisi Şiir Türleri, Çeşitleri, Özellikleri, Örnekleri Şiir Duygu, hayal ve düşüncelerin bir düzene bağlı olarak, çekici/etkileyici bir dil ve ahenkli mısralar içinde aktarılmasıdır. Edebiyat türlerinin en eskisi şiirdir. Bugüne kadar şiirin birçok tanımı yapılmıştır. Bu tanımlamalar çağdan çağa, kişiden kişiye değişmiş; kesin bir tanıma ulaşmamıştır. Şiir türü öznel nitelikleri ağır basan bir türdür. Ahmet Haşim, şiiri "Nesre çevrilmesi mümkün olmayan nazım ' olarak tanımlar. Cahit Sıtkı Tarancı'ya göre ise "Şiir, sözcüklerle güzel şekiller kurma sanatıdır." Şiiri düz yazıdan ayıran ölçü, mısra, ahenk gibi unsurlar vardır. Nazım şiir biçimindeki yazılara "manzum"; Nazım parçalarına da "manzume" denir. Mısra Dize Ölçülü ve anlamlı, bir satırlık nazım birimidir. Nazım Birimi Şiiri oluşturan mısra kümelerine nazım birimi denir. Dörtlük,bend,beyit... Beyit İkilik Aynı ölçüde olan ve anlamca bir bütünlük oluşturan ve iki dizeden oluşan nazım birimidir. Ölçü Vezin Şiirde dizelerin hece sayısına veya hecelerin ses değerine göre bir uyum içinde olmasıdır. Hece Ölçüsü Şiirde dizeleri oluşturan sözcüklerin hece sayılarının eşitliğine dayanan ölçüdür. Hece ölçüsüyle yazılmış dizeler okunurken belli yerlerde bu yerlere "durak" denir. Durak sözcüğün sonunda yer alır. Aruz Ölçüsü Dizelerdeki hecelerin uzunluk ve kısalığına göre, açık ya da kapalı oluşuna göre heceler nokta . uzun heceler çizgi - ile gösterilir. İmale Aruz kalıbına uydurmak için kısa hecenin uzun sayılmasıdır. Zihaf Uzun heceleri kısa okumaktır. Serbest Ölçü Bu ölçüde hecelerin sayısı ya da uzunluğu kısalığı dikkate alınmaz. Konularına Göre Şiir Türleri Lirik Şiir Pastoral Şiir Epik Şiir Didaktik Şiir Satirik Şiir Dramatik Şiir 1. Lirik Şiir Duygu ve düşüncelerin coşkulu bir dille anlatan şiire lirik şiir denir. Eski Yunan edebiyatında şairler şiirlerini Lyra lir denilen bir sazla söyledikleri için bu tür şiirlere lirik denilmiştir. Lirik şiir, dünya edebiyatında en çok işlenen ve sevilen şiir türüdür. Lirik şiirler insan yüreğine seslenen, okunduğunda insanı duygulandıran, coşkulandıran şiirlerdir. Batı edebiyatında Rönesans devrim şairlerinin Petrerca, Ronsard daha sonra da ilke olarak içe dönüklüğü benimseyen romantik şairlerinLamartine, Hugo, Goethe, Schiller duygusal ve öznel bir nitelik gösteren şiirlerin bu türün başarılı örnekleridir. Örnek-1 Ne zaman seni düşünsem Bir ceylan su içmeye iner Çayırları büyürken görürüm Her akşam seninle Yeşil bir zeytin tanesi Bir parça mavi deniz Alır beni Seni düşündükçe Gül dikiyorum elimin değdiği yere Atlara su veriyorum Daha bir seviyorum dağları İlhan Berk Örnek-2 Kara dutum, çatal karam,çingenem Nar tanem, nur tanem, bir tanem, Ağaç isem dalımsın salkım saçak Petek isem balımsın oğulum Günahımsın vebalimsin. Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan Yoluna bir can koyduğum, Gökte ararken yerde bulduğum Karadutum, çatal karam çingenem Daha nem olacaktın bir tanem? Bedri Rahmi Eyüboğlu Örnek-3 NERDESİN? Geceleyin bir ses böler uykumu. İçim ürpermeyle dolar - Nerdesin? Arıyorum yıllar var ki ben onu, Aşıkıyım beni çağıran bu sesin. Gün olur sürüyüp beni derbeder, Bu ses rüzgarlara karışır gider. Gün olur peşimden yürür beraber, Ansızın haykırır bana Nerdesin? Bütün sevgileri atıp içimden, Varlığımı yalnız ona verdim ben, Elverir ki bir gün bana derinden Ta derinden bir gün bana "Gel" desin Ahmet Kutsi Tecer Örnek-4 ENDÜLÜSTE RAKS Zil, şal ve gül. Bu bahcede raksın bütün hızı... Şevk akşamında endülüs üc defa kırmızı. Aşkın sihirli şarkısı yüzlerce dildedir İspanya neş'esi ile bu akşam bu zildedir. Yelpaze çevrilir gibi birden dönüşleri, İşveyle devriliş, örtünüşleri... Her rengi istemez, gözümüz şimdi aldadır. İspanya dalga dalga bu akşam bu şaldadır.. Alnında halka halka aşüfte kakülü Gögsünde yosma gırnatanın en güzel gülü... Raks ortasında bir durup oynar, yürür gibi; Bir baş çevirmesiyle bakar öldürür gibi... Gül tenli, kor dudaklı, kömür gözlü sürmeli, Şeytan diyor ki, sarmalı yüz kere öpmeli. Gözler kamaştıran şala, meftun eden güle Her kalbi dolduran zile, her sineden "Ole!" Yahya Kemal Beyatlı 2. Pastoral Şiir Çoban ve kır yaşamını,doğa güzelliklerini anlatan şiirlere pastoral şiir denir. Pastoral şiirlerin her türlü süsten, yapmacıktan, gösteriş ve söz oyunlarından uzak bir yapısı vardır. Bunlara bukolik şiir çoban şiiri de denir. Pastoral şiirin iki biçimi vardır İDİL Bir ozanın ya da çobanın ağzından yazılıp kır yaşamının çekiciliğini, güzelliğini anlatan çobanıl aşkı yansıtan kısa şiirlere denir. EGLOG Birkaç çobanın karşılıklı konuşmaları yoluyla oluşturulan, aşk, kır yaşamı üzerine duygu ve düşüncelerini yansıtan pastoral şiirlere denir. Örnek-1 Avludan geçtiğini gördü gelinin Suya gidiyordu öğle güneşinde Ardında bebesi yalınayak Geride Karabaş Tozlu yoldan Söğütlerin oradaki çeşmeye Yalağında bulutlar yıkanan çeşmeye Oktay Rıfat Örnek-2 Gümüş bir dumanla kapandı her yer Yer ve gök bu akşam yayla dumanı Sürüler, çeşmeler, sarı çiçekler Beyaz kar, yeşil çam, yayla dumanı Ömer Bedrettin Uşaklı Örnek-3 BİNGÖL ÇOBANLARI Daha deniz görmemiş bir çoban çocuğuyum. Bu dağların eskiden aşinasıdır soyum. Bekçileri gibiyiz ebenced buraların, Bu tenha derelerin, bu vahşi kayaların Görmediği gün aynı pınardan doldurup testimizi Kırlara açılırız çıngıraklarımızla. Okuma yok,yazma yok, bilmeyiz eski yeni, Kuzular bize söyler yılların geçtiğini, Arzu, başlarımızdan yıldızlar gibi yüksek; Önümüzde bir sürü, yanımızda bir köpek, Dolaştırıp dururuz aynı daüssılayı. Anam bir yaz gecesi doğurmuş beni burda, Bu çamlıkta söylemiş son sözlerini babam; Şu karşıki bayırda verdim kuzuyu kurda, "Suma"mın başka köye gelin gittiği akşam, Gün biter, sürü yatar ve sararsan bir ayla, Çoban hicranlarını basar bağrına yayla. Kuru bir yaprak gibi kalbini eline al, Diye hıçkırır kaval Bir çoban parçasısın, olmasan bile koyun, Daima eğeceksin başkalarına boyun; Hülyana karışmasın ne şehir, ne de çarşı, Yamaçlarda her akşam batan güneşe karşı Uçan kuşları düşün, geçen kervanları an, Mademki kara bahtın adını koydu çoban! Nasıl yaşadığından, ne içip yediğinden, Çıngırak seslerinin dağlara dediğinden Anlattı uzun uzun. Şehrin uğultusundan usanmış ruhumuzun Nadir duyabildiği taze bir heyecanla, Karıştım o gün bugün bu zavallı çobanla Bingöl yaylalarının mavi dumanlarına, Gönlümü yayla yaptım Bingöl çobanlarına. Kemalettin Kamu Örnek4 ÇOBAN ÇEŞMESİ Derinden derine ırmaklar ağlar, Uzaktan uzağa çoban çeşmesi, Ey suyun sesinden anlıyan bağlar, Ne söyler su dağa çoban çeşmesi. "Goynunu Şirin'in aşkı sarınca Yol almış hayatın ufuklarınca, O hızla dağları Ferhat yarınca Başlamış akmağa çoban çeşmesi... "O zaman başından aşkındı derdi, Mermeri oyardı, taşı delerdi. Kaç yanık yolcuya soğuk su verdi. Değdi kaç dudaga çoban çesmesi. Vefasız Aslı'ya yol gösteren bu, Kerem'in sazına cevap veren bu, Kuruyan gözlere yaş gönderen bu... Sızmadı toprağa çoban ceşmesi. Leyla gelin oldu, Mecnun mezarda, Bir susuz yolcu yok şimdi dağlarda, Ateşten kızaran bir gül ararda, Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi, Ne şair yaş döker, ne aşık ağlar, Tarihe karıştı eski sevdalar. Beyhude seslenir, beyhude çağlar, Bir sola, bir sağa çoban çeşmesi... Faruk Nafiz Çamlıbel 3. Epik Şiir Epik sözcüğü, Yunancada destan anlamındaki epope den gelmektedir. Yazının bulunuşundan önceki dönemlerde ulusların hayatında derin izler bırakan tarihsel olayları dile getiren destanlar epik şiir sayılır. Epik şiirlerde yiğitlik, kahramanlık, savaş. temaları işlenir. Her epope destan ya da epik şiirlerde tarihsel bir gerçek vardır. Epik şiir bu gerçekten kaynaklanır. Epik şiirlerin çoğu, okuyucuyu coşkulandırdığı için lirik özellikler de taşır. Örnek-1 Durduk, süngü takmış kafir ayakta Bizde süngü yok Bir hayret kızıllığı akardı üstümüzden Dehşetten daha çok Durduk, süngüsü düşmanın pırıl pırıl, Önümüze çıktı bir gündüz,bir gece Korku değil haşa Bir büyük düşünce . DAĞLARCA Örnek-2 Kalktı göç eyledi Avşar elleri, Ağır ağır giden eller bizimdir. Arap atlar yakın eder ırağı, Yüce dağdan aşan yollar bizimdir. Belimizde kılıcımız Kirmani, Taşı deler mızrağımın temreni. Hakkımızda devlet etmiş fermanı, Ferman padişahın,dağlar bizimdir. Dadaloğlu'm birgün kavga kurulur, Öter tüfek davlumbazlar vurulur. Nice koçyiğitler yere serilir, Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir. Dadaloğlu 4. Didaktik Şiir Belli bir düşünceyi aşılamak ya da belli bir konuda öğüt, bilgi vermek, ahlaki bir ders çıkarmak amacıyla öğretici nitelikte yazılan, duygu yönü zayıf şiir türüdür. Eski çağlarda ozanların eğitici öğretici bir kişi olduğu kabul ediliyordu. Eski Yunan edebiyatında Hesiodos bu türün ilk örneklerini vermiştir. Türk edebiyatında "ta'limî" terimi de aynı anlamda kullanılmıştır. Manzum hikâyeler ve fabllar da bu gruba girer. Örnek-1 KARGA İLE TİLKİ Bir dala konmuştu karga cenapları; Ağzında bir parça peynir vardı. Sayın tilki kokuyu almış olmalı; Ona nağme yapmaya başladı "Ooooo! Karga cenapları, merhaba! "Ne kadar güzelsiniz; ne kadar şirinsiniz "Gözüm kör olsun yalanım varsa "Tüyleriniz gibiyse sesiniz "Sultanı sayılırsınız bütün bu ormanın." Keyfinden aklı başından gitti bay karganın; Göstermek için güzel sesini Açınca ağzını düşürdü nevâlesini. Tilki kapıp onu dedi ki "Efendiciğim, Size küçük bir ders vereceğim; Alıklar olmasa iş kalmaz açık gözlere; Böyle bir ders de değer sanırım bir peynire" Karga şaşkın, mahcup biraz da geç ama, Yemin etti gayrı faka basmayacağına. Çev Orhan Veli Örnek-2 Şunlar ki çoktur malları Gör nice oldu halleri Sonucu bir gömlek imiş Anında yoktur yenleri Yunus Emre 5. Satirik Şiir Eleştirici bir anlatımı olan şiirlerdir. Bir kişi, olay, durum, iğneleyici sözlerle, alaylı ifadelerle eleştirilir. Bunlarda didaktik özellikler de görüldüğünden, didaktik şiir içinde de incelenebilir. Ancak açık bir eleştiri olduğundan ayrı bir sınıfa alınması daha doğru olur. Bu tür şiirlere Divan edebiyatında hiciv, Halk edebiyatında taşlama, yeni edebiyatımızda ise yergi verilir. Örnek-1 Pek rengine aldanma felek eski felektir Zira feleğin meşreb-i nâ-sâzı dönektir Ya bister-i kemhâda, yâ virânede can ver Çün bay ü gedâ hâke beraber girecektir Allaha sığın şahs-ı halimin gazabından Zira yumuşak huylu atın çiftesi pektir Yaktı nice canlar o nezaketle tebessüm Şirin dahi kasdetmesi cana gülerektir Bed asla necabet mi verir hiç üniforma Zerdüz palan ursan eşek yine eşektir Bed mâye olan anlaşılır meclis-i meyde İşret, güher-i âdemi temyize mihenktir Nush ile yola gelmeyeni etmeli tektir Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir Nâdânlar eder sohbet-i nâdânla telezzüz Divânelerin hemdemi divâane gerektir Aff ile mübeşşer midir eshâb-ı meratip Kanun-i ceza âcize mi hâs demektir Milyonla çalan mesned-i izzetde serefrâz Bir kaç kuruşu mürtekibin câyı kürektir İman ile din, akçadır erbâb-ı gınâda Namus ü hamiyyet sözü kaldı fukarada Ziya Paşa Örnek-2 Benim bu gidişe aklım ermiyor Fukara halini kimse sormuyor Padişah sikkesi selam vermiyor Kefensiz kalacak ölümüz bizim 6. Dramatik Şiir Tiyatroda kullanılan şiir türüdür. Eski Yunan edebiyatında oyuncuların sahnede söyleyecekleri sözler şiir haline getirilir ve onlara ezberletilirdi. Bu durum dram tiyatro türünün 19. yy. çıkışına kadar sürer. Bundan sonra tiyatro metinleri düz yazıyla yazılmaya başlanır. Dramatik şiir harekete çevrilebilen şiir türüdür. Başlangıçta trajedi ve kommedi olmak üzere iki tür olan bu şiir türü dramın eklenmesiyle üç kere çıkmıştır. Bizde dramatik şiir türüne örnek verilmemiştir. Çünkü bizim Batı'ya açıldığımız dönemde Tanzimat Batı'da da bu tür şiirler yazılmıyordu; nesir kullanılıyordu tiyatroda. Bizim tiyatrocularımız da tiyatro eserlerini bundan dolayı nesirle yazmışlardır. Ancak nadirde olsa nazımla tiyatro yazan da olmuştur. Abdülhak Hamit Tarhan gibi... Batı edebiyatında Corneille, Racine, Shakespeare;Türk edebiyatında Namık Kemal, Abdülhak Hamit Tarhan, Faruk Nafiz Çamlıbel dramatik şiirin en güzel örneklerini vermişlerdir. Eşber» den bir parça Halketsem esirlerle leşker, Mahveylesem ordularla asker, Olsa bana hep mülûk çâker; Cinsince o iktidar münker, Fevkimde uçar tuyûr-u kemter! Âvâze-i dehr iken tanînim, Gördüm ana değmiyor enînim; Milletlere karşı âhenînim; Bir âfete karşı nazenînim. Afetse de ey ilâh göster! Bilmem bana ân mı, şân mı lâzım? Gülbün mü ya kehkeşân mı lâzım? Âguuş-u vefâ-nişân mı lâzım? Bir pençe-i hun-feşân mı lâzım? Canan mı güzel, cihan mı hoş-ter? Abdülhak Hâmit Tarhan Dünya edebiyatında ilk örnekleri Eski Yunan edebiyatı ve Latin edebiyatında görülen satirik şiir, Halk edebiyatındaki taşlama, Divan edebiyatındaki hiciv, günümüz edebiyatındaki de yerginin karşılığıdır. Kişilerin ya da toplumun kusurlarını, aksaklıklarını alaylı bir dille anlatan şiirlerdir. BAŞKA BİR KAYNAK Toplumsal yaşamdaki bozuklukların, insanların zaaflarının güldürü unsuru da katılarak dile getirildiği şiir türüdür. Satirik şiirlere divan edebiyatında hiciv, halk edebiyatında taşlama yeni edebiyatımızda ise yergi adı verilir. Satirik şiirlerde didaktik özellikler de görüldüğünden bu şiir türü didaktik şiir içinde de incelenebilir. Satirik Şiir Örneği Han-ı Yağma Yiyin, efendiler, yiyin, bu can katan masa sizin; Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin! Verir zavallı memleket, verir ne varsaimalını, Vücudunu, hayatını, ümidini, hayâlini; Bütün gönül sevincini, olanca rahat hâlini; Hemen yutun, düşünmeyin haramını helâlini,.. Yiyin efendiler, yiyin, bu yerde bu İştihâ sizin; . Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin! Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın gider ayak! Yarın bakarsınız söner bugün çatırdayan ocak. Bugün ki mideler diri, bugün ki çorbalar sıcak. Atıştırın, tıkıştırın kapış kapış, çanak çanak… Tevfik Fikret Benim bu gidişe aklım ermiyor Fukara halini kimse sormuyor Padişah sikkesi selam vermiyor Kefensiz kalacak ölümüz bizim Serdari Dinleyin dostlarım başa geleni Ekmek çama çıktı, tuz firar etti Artık siz düşünün geri kalanı Çoğu bekliyorduk azı firar etti Aşık Hüseyin Genel

satirik şiir örnekleri 2 kıta